|
|
 |
Şamil Tayyar ve yargının cilvesi!
Aziz ÜSTEL
[email protected] |
|
Talat Attila, yeni yayınlanan ve lütfedip bana gönderdiği “Lordlar Kamarası” adlı kitabında, sevgili dostum Şamil’le ilgili bir anısını anlatmış.
Şamil, bundan yıllar önce, bir milletvekili ve sekreteriyle, bir haber yüzünden telefonda tartışmış, Milletvekili, yememiş içmemiş, Şamil’i mahkemeye vermiş.
Talat Attila da bu telefon konuşmasına tanık. Mahkemeye gitmiş, tanıklık yapmak için. Şamil’le buluşmuşlar. Bundan sonrasını, bırakayım da Talat Attila anlatsın:
“Mahkeme günü Şamil’le buluştuk. Şamil rahat görünüyordu. Doğrusu da buydu. Sonuçta bir milletvekiliyle ağız dalaşına girmişlerdi...”
“Sıra tanıkların dinlenmesine geldi.”
“Hakim bana ‘O gün neler duydunuz anlatın!’ dedi.”
“Ne duyduysam eksiksiz anlattım.”“Mahkeme Başkanı bana: ‘Peki bu olay ne zaman yaşandı?’ diye sordu.”
“Söz konusu tartışmanın üzerinden aylar geçmişti. Bu yüzden tam olarak tarihi hatırlamıyordum.”
“Sanırım 6-7 ay oldu... Tam olarak hatırlamıyorum...”
Hakim istediği fırsatı yakalamış bir havada: ‘Niye hatırlamıyorsunuz?! Bana tartışmanın olduğu ay ve günü söyleyin!’ dedi.
“İnanılır gibi değil... Hakim yüzüme o kadar kötü baktı ki, beni içeri atacak sandım. Sonunda Şamil Tayyar’a, o milletvekiline telefonla hakaretten 1 yıl hapis ve para cezası verdi!”
“İnanılmaz bir karardı bu! Evet Şamil milletvekiline bağırmıştı ama, milletvekili de en az Şamil kadar öfke dolu sözler söylemişti...”
Görüyorsunuz işte. En haklı olduğunuz davada bile haksız çıkarırlar adamı; dahası hapis ve para cezasına da çarptırırlar. Elbette yargının tamamı böyle değil. Ama önyargılı yargı kadar tehlikeli birşey olamaz bu dünyada!
METRESLİKTEN KRALİÇELİĞE
İngiliz dedin mi akıllara ilk düşecek “sınıf farkı” kavramıydı bir zamanlar. İngiltere’de herkesin bir sınıfı, bir yeri vardı toplumda. Örneğin, 17. yüz yılında bir duvarcı ustasının bir Lord’un kızıyla evlenmesi düşünülemezdi. Herşeyden önce kızın ailesi izin vermezdi. Sonra, duvarcı ustasıyla Lord kızının bir araya gelebileceği herhangi bir mekan ya da ortam yoktu.
Ama sanayi devrimiyle birlikte ortaya garip birşey çıktı. Soylular meteliksiz, sıradan halksa para pul sahibi oluverdi! Tüccarın parası ama “asaleti” yoktu; asilse meteliğe kurşun atıyordu. Böylece asil kızını verdi, tüccar da asilin rahat yaşamasını sağladı.
Ama değişim Kraliyet ailesine teğet dahi geçmemişti ki, ortaya Camille Parker Bowles çıkana değin.
Camille, Prens Charles’ın evliliği sırasında, metresi oldu. Tıpkı büyükannesi Alice Keppel’in VII. Edward’ın metresi olduğu gibi. Ama Camille, Charles’la evlendi. Büyükannesi... Metres olarak yaşadı...
Milimetres olarak da öldü!
HOROZUNU ÖLDÜRDÜM!
Adam son hız giderken köy yolunda, bir horozu çiğnemiş. Fırlamış arabadan. Koşmuş, bakmış ki, horoz çoktaaaan sizlere ömür. Tam o sırada horozun sahibi gelmiş. Adam hemen özür dilemeye başlamış.
“Afedersin... Birden önüme çıktı... Nasıl telafi edebilirim bu zararını?”
Köylü omuz silkmiş:
“Kolay. Geç arka tarafa, seni tavuklarla tanıştırayım!” (Ödemiş’ten Kenan Cevazlı’ya teşekkürler)
|
|
5 Ocak 2011 - 11:15:08 |
|
|

Dolar |
|
|
1.546
|
1.556
|
|
Euro |
|
|
2.015 |
2.030 |
|
Sterlin |
|
|
2.380 |
2.425 |
|
Altın |
|
|
68.14 |
68.69 |
|
IMKB |
|
|
69311 |
|
|