|
|
 |
Diyanet yılbaşında ne dedi?
Aliya RAHTE
[email protected] |
|
Kem küm etti…
Doğruyu, hakkı söylemedi.
Vaizi dinliyoruz, eh içki gibi haram şeyleri yapmak caiz değil gibi etrafında tur atarken minbere çıkan hatip de yılbaşımızı kutluyor.
Bre gafiller, dilinize arı mı soktu?
Aklınız mı tutuldu?
Bekliyoruz, hoca efendiler yılbaşının bize ait olmadığını, ithal bir kültür olduğunu, diğerleri gibi dayatıldığını söyleyecekler.
Gözlerimiz yollarda.
Kulağımız Diyanet tarafında…
Eski Diyanet İşleri Başkanı Nuri Yılmaz Kanal B'de yılbaşını anlatırken gözlerim yaşarıyor. Diyor ki hazret içki, kumar haram…
Onları dağdaki kuzu çobanı da biliyor.
Ve diyor, yılbaşı kutlamanın mahzuru yok.
“Yeni yılınız kutlu olsun.”
Bir başkası da kaçacak delik bulamayınca sofiliğe yatıyor.
“Efendim, bu gece geçmiş yılın muhasebesini yapalım. Ne verdik ne aldık…”
Ayet ve sünnet muhasebesi değil de tıpkı tüccar kafası.
Sanki Müslümanlar muhasebeci.
Şu kadar elektriğe, şu kadar, suya, şu kadar doğalgaza.
Al sana yeni yıl kutlaması.
Yalama yapacağız ya bir başka boşluk bulup yapamıyoruz. Müslüman her salise muhasebededir, onun yılı ayı olmaz…
Şöyle yüreği pak, kafası dik, göğsü yanık bir er kişi çıkıp da “yahu, bu yılbaşının bizimle uzaktan yakından alakası yok. Miladi takvim yılının gavurca kutlanması” diyemedi.
Dese ne olur?
Mutlaka bu milleti asırlardır asimile etmek isteyen odaklar küser. Dost güler, düşman yırtınır. Bırak yırtınsın.
Eh bizde gavur olmadığımıza göre yılbaşı kutlaması neyin nesi?
Kimileri de “kime ne zararımız oluyor” diyebilir.
İlk bakışta haklı bir soru ama, olayın tarihsel gelişimine baktığımızda hiçte öyle değil. Durmadan sokuşturuyorlar. Kaşık çatal tutuşumuzdan tutun da sevinmemiz, ağlamamız bile yabancılaştı. Eskiden mahremlik vardı, şimdilerde yapışkanları görmüyor musunuz?
Nikah düşen bir erkekle bir kadının öpüşmesi neyin fesi?
Geride bizden olan neyimiz kaldı?
Örneğin zina, Hıristiyanlık dininde de yasaktır ama günümüz Avrupa’sı dini insan hayatından uzaklaştırınca zina özel hayat kapsamına alındı.
İsteyen istediği yatağa girer çıkar, isteyen istediği ile her haltı yer.
İşte bu pisliği özgürlük, uygarlık kılıfları ile bizim içimize de soktular.
Laiklik örneğin…
O da sözde din hürriyeti imiş, ama gördük ki yıllardır laiklik adına dindar insanlar zülüm gördü. Hapsedildi, asıldı, itildi kakıldı…
Düğünlerimizde, derneklerimizde, ananelerimizde giderek asimile oluyoruz.
Giderek biz biz olmaktan çıkacağız, kaygımız bu. Yoksa kimselerin inancı, eğlencesi, gecesi gündüzü peşinde değiliz…
“Hakikat karşısında susan dilsiz şeytandır” buyuruyor Allah Resulü.
Biz susmayalım da susanlar düşünsün…
Not: Geçenki yazıma bir kardeşimiz yorum yazdı. Aksaraylı İzzettin Efendi’nin Rufai olmadığını hatırlatması doğrudur. Beni oraya götürenler Rufai olunca aklımda öyle kalmış olabilir, yanlışı düzeltmeye vesile olduğu için kardeşime sevgilerimi sunarım..
|
|
4 Ocak 2011 - 00:07:12 |
|
|

Dolar |
|
|
1.546
|
1.556
|
|
Euro |
|
|
2.031 |
2.046 |
|
Sterlin |
|
|
2.380 |
2.430 |
|
Altın |
|
|
68.31 |
68.96 |
|
IMKB |
|
|
68828 |
|
|