|
|
 |
Kadere bak, o şimdi asker
Can ATAKLI
[email protected] |
|
Sevgili okurlar; bir yılı daha bitirdik, yeni yılın ilk haftasında, hepinize tekrar huzurlu, mutlu, sağlıklı yeni bir yıl dilerim. Yılın son büyük olayı, Kürt Açılımı aşamasında gelinen “fiili durum” ve iktidarın arkasına askeri alarak takındığı tavırdı. Öyle bir yeni durum doğdu ki, 1980’lere döndük sanki.
Tek tek sayıldı
Milli Güvenlik Kurulu yılın son toplantısında Kürt sorunu ile ilgili çok sert bir açıklama yaptı biliyorsunuz. MGK açıklamalarında taa 1980’lerde duyduğumuz “tek bayrak, tek millet, tek vatan ve tek dil” kavramları yeniden işlerlik kazandı. Böylelikle iki yıldır tartıştığımız açılım bir anlamda “arapsaçına” dönmüş oldu.
Açılım bitmiştir
Aslına bakarsanız Kürt açılımı son MGK kararlarıyla birlikte bitmiştir. Çünkü “tek” başlık altında toplanan kararlar, zaten bugüne kadar var olduğu ileri sürülen sorunun temel direkleridir. Bu temeller yerinde durduğu sürece sorunun çözülmesinin olanaksız olduğu ortadadır. O halde açılım söyleminin bir kandırmaca olduğu da ortaya çıkmıştır.
Askeri vesayet mi?
İktidar bugüne kadar, yandaşlarının azgın saldırıları ile Türkiye’nin bir “askeri vesayet” altında olduğu imajını yaymaya çalıştı. Bunda başarılı olduğu da kesindir. Türk halkının önemli bir bölümü askerine, milli değerlerine, Türklüğe yabancılaştırılmış hatta adeta düşman haline getirilmiştir. Ama sonuç tam arzulandığı gibi olmamıştır.
Şaşkınlığın sonucu
Kürt açılımı kavramı ortaya atıldığından bu yana, konuya daha bilimsel yaklaşan herkes “içerik sorgusu” yaptı. Çünkü iktidar, açılımla ilgili hiçbir içerik vermediği gibi bir hedef de koymamıştı. Bunun yerine başta muhalefet olmak üzere tüm sivil kurum ve kuruluşların katkısı isteniyordu. Belli ki açılım talebi dış kaynaklıydı ve iktidar da bunun şaşkınlığını yaşıyordu.
Kâğıt üstünde demokrasi
İktidarın içi boş açılımına Türkiye’nin başına musallat olmuş bir küçük sözde liberal, özünde faşist kesim sahip çıktı. Çünkü bu sayede Türkiye’nin tüm değerlerini erozyona uğratma şansı bulunmuştu. Kendi çıkarları için iktidarı kayıtsız destekleyen bu kesim “kâğıt üstünde demokrat” olma oyununu oynamaya başladı.
Hayata geçmediği sürece...
Bu maskeli kesimin demokrasi, hukuk, insan hakları gibi kavramları sakız gibi ağızlarında gevelemelerine iktidarın yarattığı iklimle birlikte elbette halkın bir bölümü de kandı. Oysa halkın anlamadığı gerçek şuydu: Demokrasi söylemi hayata geçirilemediği sürece hiçbir anlam taşımaz. Maskeliler de bunu biliyor tabii.
Türkiye üzerine oyun
İşte bu Türkiye sevgisizleri, oyunu sadece kâğıt üzerinde oynamayı çok iyi becerdi. İçi boş açılımla demokrasi, insan hakları, özgürlükler oyununu oynamak çok kolaydı elbete. Adeta işgal altında tutulan TVkanallarından her gece bu propagandalar yapıldı, ama kimse ortaya somut bir çözüm önerisi koymadı.
Kürtlerin isyanı
İlk başlarda PKK güdümündeki Kürt önderleri de, arkalarına aldıkları bu maskeli faşistlerin oyununa katıldılar. Onlar elbette kendi hedefleri doğrultusunda bu oyundan son derece memnundu. Ancak zaman ilerledikçe, yükselen umut ve beklentiler nedeniyle Kürt halkının baskı ve tehditleri altında kalmaya başladılar.
Fiili durum yaratıldı
Sonunda çaresiz kalan Kürt önderleri, PKK liderinin de baskısıyla “fiili durum yaratmaya” karar verdiler. “İki dil” söylemini hayata geçirdikleri gibi “özerklik” konusundaki taleplerini de nihayet açığa çıkardılar. Bu, iktidarın ve onların yandaşı maskelilerin pek beklemediği bir hamleydi. Fiili durum iktidarın kimyasını bir anda bozuverdi.
Provokasyon iddiası
AKP iktidarı bir anda paniğe kapıldı, parti ve hükümet sözcüleri bu fiili durumun tehlike oluşturduğunu, atılan adımın demokrasiye suikast niteliği taşıdığını, yapılanın provokasyon olduğunu ileri sürdüler. Kürtler barışa darbe vuruyordu AKP ve yandaşlarına göre. Çünkü kâğıt üzerinde oynanan oyun gerçeğe dönüşmüştü.
AKP’nin asıl amacı
Kâğıt üzerinde oynanan demokrasi oyununun aslında tek amacı vardı iktidar adına. Güneydoğu’daki Kürt vatandaşların sorunlarını çözmek değil, onların oylarını AKP’ye kaydırmak. İktidar Kürtlere “oyunuzu bize verirseniz sorununuz kalmaz” mesajı veriyordu. Ama maskeli faşistlerin de dolduruşuyla, Kürtler ilk kez asıl hedeflerine ulaşacaklarını da görüyordu.
Şimdi sertleşme zamanı
İktidar açılım oyununun artık tutmadığını ve bunun Türkiye’nin diğer bölgelerinde oy kaybına neden olduğunu fark edince, geri adım atma ve tekrar sertleşme sürecine girdi. Önce asker iktidarın imdadına yetişti. Hiç gereği olmadığı halde dil konusunda muhtıra verdi. Bu, iktidarı içinde olduğu bataktan kurtarmanın ilk adımıydı.
Asker ilgi gördü
Aslına bakarsanız, askerin bu muhtırası toplumun önemli bir kesiminden destek de gördü. Her ne kadar kimi maskeliler askeri “yine mi” diye eleştirmeye kalksa da iktidar uzatılan can simidini geri tepmedi, toplumdaki hoşnutsuzluğu da göz önüne alarak yeniden “eskinin milliyetçi tutumuna” sarıldı. MGK bu anlaşma ile toplandı.
Görülmemiş
MGK toplantısı
Yılın son MGK toplantısı, son yılların en sert bildirisiyle sona erdi. Kürt hareketinin belinin kırılması, tek dil, tek vatan, tek millet ve tek bayrak döneminin yeniden açılmasına karar verildi. Güya karşı çıkılan, yok edilmesi için çabalanan “resmi ideoloji” yeniden ortaya çıkarıldı. İktidar “kâğıt üstü demokrasisi” oyunundan vazgeçecekti.
Kürtleri kandırma
Ancak burada bir başka sorun var elbette. Son iki yıldır açılım adı altında Kürtler adına çıtanın çok yükseltilmesi, geri dönüşü olmayan yola girilmesiyle de eş anlamlı. Resmi ideolojiye dönülmesinin yaratacağı hasarın da önüne geçilmesi gerekiyordu. İşte bu nedenle Cumhurbaşkanı apar topar Güneydoğu’ya gitti.
Kürtler inanacak mı?
Anlaşılan o ki Kürt halkı şimdilik oynanan oyunu fazla fark etmiş görünmüyor. Bu nedenle Cumhurbaşkanı’na çok büyük ilgi gösterdiler. Oysa aynı Cumhurbaşkanı bir gün önce son yılların en sert MGK bildirisine Başkan olarak imza atmıştı. Ardından Güneydoğu’ya giden aynı Cumhurbaşkanı hiçbir şey olmamış gibi davrandı halkın karşısında. Sanki açılım devam ediyordu.
Maskelilerin zavallı hâli
Bütün bu oyun içinde en zavallı hâle gelenler, adeta paçavraya dönenler ise maskeli faşistler oldu. Kaç yıldır “kâğıt üstü demokrasisi” ile halkın kafasını muhallebiye çeviren, Türkiye’nin başına musallat olmuş bu kesim iktidarın askerle işbirliği yaparak oluşturduğu politikaya karşı suspus oldu. Şimdi ne yapacaklarını kara kara düşünüyorlar. Demek ki artık onlar askerde...
Yeni anayasa umudu
Maskelilerin önlerinde kullanabilecekleri tek argüman kaldı, o da yeni anayasa. Her şeye rağmen yeni anayasa ile Atatürk Cumhuriyeti’nin tüm ilke ve devrimlerinin kaldırılacağına inandıklarından şimdilik sessiz kalmayı tercih ediyorlar. Ancak artık yeni anayasada da sorun olduğu açıkça ortadadır. AKP bugünkü resmi ideoloji politikasıyla yeni anayasayı nasıl yapacak?
Yalan mı söyleniyor?
Son MGK bildirisine bakıldığında, iktidarın Kürt açılımının temelini oluşturan, dil, bayrak, kimlik kavramlarının ve üniter yapının bozulmasına şiddetle karşı. Üstelik bu yeni tavır ülkenin önemli bölümünde memnuniyet de yaratmışken, yeni anayasada bunları yok etmeyi göze alabilecek midir? Son MGK bildirisi bir yalanın temelini mi oluşturuyor yoksa gerçeğin ta kendisi mi?
Güven yitirilmiştir
İktidar, hiçbir temel soruna neşter vurmadı bugüne kadar. Sadece kâğıt üzerinde tartışılmasını sağladı ve bunun rantını yedi. Oysa artık durum farklı. Bazı fiili durumlar iktidar ve yandaşlarını zora sokmuştur ve güven bunalımı doğmuştur. Gerek Kürt gerekse Türk halkı bu oyunun farkına varacaktır elbette. Yeter ki, bu fark edilene kadar yeni üzücü durumlar yaşamayalım.
Ve Amerika’nın durumu
Bu konuda son olarak kısaca Amerika’nın Türkiye’nin son Kürt politikası konusunda nasıl tavır alacağına kısaca değinmek istiyorum. Kürt açılımını isteyenin Amerika olduğunu bilmeyen yok artık. Yeni durum bu talebin artık yerine getirilmesinin zor olduğunu gösteriyor. İktidar bu açıdan da sıkıntıya girecektir. Amerika taleplerinin yerine getirilmemesinden rahatsızlık duyacaktır. Ne yapacağını ise şimdiden tahmin etmek zor.
Hepinize iyi haftalar dilerim.
|
|
3 Ocak 2011 - 10:35:47 |
|
|

Dolar |
|
|
1.546
|
1.556
|
|
Euro |
|
|
2.031 |
2.046 |
|
Sterlin |
|
|
2.380 |
2.430 |
|
Altın |
|
|
68.31 |
68.96 |
|
IMKB |
|
|
68828 |
|
|