|
|
 |
Acılara değil umutlara açılalım
Tarhan ERDEM
|
|
Zorlukları siyaset adamlarımızın çabalarıyla umuda döndürebiliriz. Her parti bu çabaya katılmalıdır.
Eskisi gerimizde kaldı, yeni yıla ileriye bakarak girelim!
Bu ilk yarıda genel seçim; sonra yeni anayasa çalışması var. Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu tasarıları yılın ilk aylarında çıkmazsa, yeni Meclis’te uzlaşma aranacak. Ekonomide kalkınma hızı, bu yılki değerini koruyamasa da yüzde 4 çevresinde olan uzun yıllar ortalamasının, biraz üstüne çıkacaktır.
Seçimin yapılması, yeni anayasa hazırlanması, büyük kanunların çıkması ve ekonomide ortalamanın üzerinde gidişi sağlamak yazdığım kadar kolay değildir.
Çünkü bu ülkenin doğal kaynakları kıttır, toprağı yorgundur, iklimi bitki dostu değildir ama biz her şeye karşın, umutlara açılabiliriz.
Bu zorlukları siyaset adamlarımızın çabalarıyla azaltabilir, umuda döndürebiliriz. Her parti bu çabaya katılmalıdır. Örneğin, seçim ve anayasa çalışmalarında partilerin işlevini hatırlatabilirim:
AK Parti, anayasa ilkelerinin seçim öncesinde tartışılmasından yana olmadığını söyledi. Bir gerekçesi, ileri süreceği ilkelerin seçmeni ürküteceği düşüncesidir. Onun seçmenin tepkisinden korkacağını sandığım iki örnek verebilirim: Biri başkanlık sistemine geçişi düşünüyor olması, ikincisi Kürt sorununda çözüme gidilecek önerilerin açıklanmasıdır.
Başkanlık sistemi
Başkanlık sistemine karşı olanların büyük çoğunluğu, AK Parti’nin anayasayı başkanlık için değiştirmek istediğini zaten bilmektedir; onlar oylarını buna göre vereceklerdir; yani başkanlık sisteminin şimdi tartışılması AK Parti için yeni kayıp yaratmaz; olsa olsa önyargıyla davranacaklardan az da olsa bir kısmını yanına çekebilir.
Kürt sorunu konusunda soğukkanlı bir tartışma, aşırı milliyetçilerin bütün çabalarına karşın, AK Parti’nin lehinde sonuçlanacaktır. Sorunun tartışılması, her şeyden önce, sayısı yedi milyon çevresinde olan Kürt seçmenin, yerini değiştirecektir.
CHP’nin yanlış tutumu
Anayasa çalışmalarında partiler, ayrı duracakları değil, uzlaşma arayacakları izlenimi vermeye, seçim döneminde başlamalıdırlar.
Kürt sorununu AK Parti gibi, CHP de aşırı milliyetçilerin etkisinde değerlendirmektedir. O da, bu yanlış tutumu bırakıp, Kürtlerin yanında yer almalı; BDP’yle seçim işbirliği yapma isteğini açıklamalıdır. Büyük iki partinin seçim döneminde açık tartışma içine girmesi, sanıldığının aksine MHP’ye güç kazandırmayacak, oy kaybettirecektir.
CHP ve MHP’nin, seçmenin istikrarı koruma kararlılığına doğru tanı koymaları, alacakları sonuç bakımından hayati önemdedir. Bu millet, ortalama süresi bir-birbuçuk yıl olan hükümetlerle uzun yıllar yaşamıştır; o dönemin her bakımdan feci olayları her an hatırlanmaktadır. Muhalefet partileri o döneme dönülme ihtimali bulunan öneriler sunmamalı, o dönemi hatırlatmaktan çekinmelidir. Bu durumun doğru anlaşılması, özellikle CHP için, çok ama çok gereklidir.
Her oy verme günü ertesinde bazı kesimler ve kişiler acıyla uyanırlar. Yukarda özetlediğim önlemler içtenlikle düşünülür, ona göre davranılırsa, üstüne uyanılacak acıların umuda dönüşme yolu açılabilir! Acılarımız yerine umutlarımızı besleyelim; umutlara yelken açalım!
|
|
3 Ocak 2011 - 10:17:25 |
|
|

Dolar |
|
|
1.546
|
1.556
|
|
Euro |
|
|
2.015 |
2.030 |
|
Sterlin |
|
|
2.380 |
2.425 |
|
Altın |
|
|
68.14 |
68.69 |
|
IMKB |
|
|
69311 |
|
|