DOLAR 1.556 - EURO 2.046 - ALTIN 68.96 - IMKB 68828
Perşembe 6 OCAK 2011
Polis müdahalesini protesto ettiler Ukrayna'da siyasi parti lideri vurularak öldürüldü Medvedev sadece Filistin ve Ürdün'e gidiyor Trabzonspor : 1 - Werder Bremen: 1 THY UÇAĞINDA KAR MASKELİ BOMBACI PANİĞİ Çağlayan Meydanı otoparkının ihalesi yapıldı TEİS'den Başbakan'a açık mektup Begüm Kartal cinayetinin zanlısı tahliye oldu Malatya'da 3 bin 235 sahte ilaç yakalandı Yeni yasa kapsamında 14 kişi daha tahliye oldu habertaraf.com
 
 
 
İslamofobia
 
 
 
 
Mustafa YOLCU
Anıttepe İÖO eski Müdürü Ömer Özdil
 
 
 
Okur Temsilcisi
İlginç videolar
 
 
 
 
Arif Nihat Asya'nın ölüm yıl dönümü
 
 
 
 
 
Star
Ahmet KEKEÇ
Çok korktum
 
 
Bugün
Ahmet TAŞGETİREN
Öcalan neyin nesi?
 
 
Radikal
Akif BEKİ
Müjdeler olsun medya değişmiyor
 
 
Bugün
Ali Atıf BİR
Porno çekmek ve özgürlük
 
 
Star
Aziz ÜSTEL
Şamil Tayyar ve yargının cilvesi!
 
 
Akşam
Çiğdem TOKER
Yargıtay risk almak istemedi
 
 
Star
Ergun BABAHAN
Darbecinin hukukunu savunmak zorundayız
 
 
Bugün
Erhan BAŞYURT
Geciken adalet örtülü affa dönüşüyor!
 
 
Milliyet
Fikret BİLA
Gül: “Bahçeli’ye çok şaşırdım”
 
 
Sabah
Hıncal ULUÇ
Türban modaya geri dönüyor!..
 
 
Zaman
Hüseyin GÜLERCE
'Tebligat'a cevap...
 
 
Akşam
İsmail KÜÇÜKKAYA
2011'de nasıl bir MHP?
 
 
Yeni Şafak
Kürşat BUMİN
Suç ve Ceza ve cinsel taciz
 
 
Posta
Mehmet Ali BİRAND
İnsaf edin, 10 yıl tutuklu kalınır mı?
 
 
Millî Gazete
Mehmet Şevket EYGİ
Sağlıksız ve bozuk toplum
 
 
Sabah
Nazlı ILICAK
"Anadilde eğitim ve iki dil"
 
 
Yeni Akit
Nusret ÇİÇEK.
Bu yılbaşı gavurca mı, Müslümanca mı?
 
 
Radikal
Oral ÇALIŞLAR
Öteki Kürtler...
 
 
Vatan
Ruşen ÇAKIR
Hizbullah’a moral takviyesi
 
 
Yeni Şafak
Salih TUNA
Erdoğan bu alçaklığa da sesini yükseltsin!
 
 
Star
Şamil TAYYAR
Ne oldu tosuncuklar?
 
 
 
 
Lütfi BERGEN
 
Adem Yavuz IRGATOĞLU
 
Hüseyin ACARLAR
 
Mustafa YILDIZ
 
Necmettin EVCİ
 
 
 
Lisan ile beyan

Hüseyin ACARLAR
[email protected]
 
 
İtikatta imamımız Matüridi, peygamberlerin sayısının Kuran’da isimleri geçenlerden ibaret olmadığını Kur’an’a dayanarak ifade eder. Ayrıca her peygamber Allah(cc) tan içinde doğup büyüdükleri milletlerin diliyle vahiy almışlardır. Hatemül Enbiya Muhammed(SAS), Arap toplumu içinde bulunduğu için, hitap ettiği toplumun anlaması için Kur’an, Arapça olarak inmiştir. Yoksa Allah’ın vahiy dili Arapça değildir daha önceki bilinen peygamberlere farklı dillerde vahiy gelmiştir. Allah (cc) değişik zamanlarda, değişik toplumlara vahyin, dini emirlerin, toplumun anlayabileceği bir dilde, peygamberleri aracılığıyla göndermesinin yanında, Kuran bütün toplumlara gelmiştir. Bütün toplumların da onu anlamaları, bilmeleri haklarıdır.
Matüridi’ye göre Allah, yaratılmış varlıklardan birini çağrıştıran bir kelimeyle, bir isimle anılması caiz değildir. O, dengi ve benzeri olan hiçbir şeye benzetilemez. Dengi ve benzeri bulunan her şey çokluk statüsüne girer ve tevhide aykırıdır.(bk. Şura suresi/11; Kitab üt-Tevhid, 37 vd.)


Bu husus Kur’an-ı Kerim’in İbrahim Suresinin dördüncü ayetinde :”Biz her peygamberi onlara açıklaması için kendi diliyle gönderdik…  “ ifadesiyle yer alır.

Bu hususta ameldeki imamımız Ebu Hanife’nin şahadetine mal olan şu bakış açısını hatırlayalım; “Kur'ân, Allah-u Teâlâ’nın mahlûk olmayan kelâmı, vahyi, tenzili, ilâhî zatının aynı olmayan, zatından da ayrı düşünülemeyen kelâm sıfatıdır. O, Mushaflarda yazılı dille okunur, kalplerde yer tutmaksızın muhafaza edilir. Mürekkep, kâğıt ve yazıların hepsi mahlûktur. Zira bunlar kulların fiilleri sonucudur. Fakat Allah'ın kelâmı mahlûk değildir. Yazılar, harfler, kelimeler, işaretler kulların anlama ihtiyacından dolayı manaya delalet eden şeylerdir. Allah'ın kelâmı zatıyla kaim olup, manası bu delalet edici şeylerle anlaşılır. Allah'ın kelâmının mahlûk olduğunu söyleyen kimse kâfir olur. Allah-u' Teâlâ daima kendisine ibadet edilendir. Kelâmı ise kendisinden ayrılmaksızın okunan, yazılan ve hıfz olunandır.

23 Nisan 1920’de açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk İcra Vekilleri Heyeti’nin 9 Mayıs 1920 tarihli hükümet programında eğitime de yer verilerek, eğitimin çağdaş ve millî hale getirileceği belirtilmiştir. Bunu gerçekleştirmenin ilk adımı olarak 16-21 Temmuz 1921 tarihinde Maarif Kongresi toplanmıştır. İstiklâl Harbi’nın en buhranlı dönemi olan 1921 yazında; bir yandan Yunan taarruzuna karşı direniş gösterilirken öte yandan da ülkenin eğitim Politikasının belirlenmeye çalışılması pek çok bakımdan anlamlı bir harekettir. Uzun bir açış konuşması yapan Mustafa Kemal Paşa, eğitimden beklentilerini ve bu konuda gelecekte neler yapılacağına dair görüşlerini ifade ederek özetle şunları söylemiştir:

“Şimdiye kadar takip olunan tahsil ve terbiye usullerinin milletimizin tarih-i tedenniyatında en mühim bir âmil olduğu kanaatindeyim. Onun için bir millî terbiye programından bahsederken, eski devrin hurafatından ve evsaf-ı fıtriyemizle hiç de münasebeti olmayan yabancı fikirlerden, şarktan ve garptan gelebilen bilcümle tesirlerden tamamen uzak, seciye-i millîye ve tarihimizle mütenasip bir kültür kast ediyorum.”

Lisan İle Beyan

1923’te Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasasına eklenen “Devletin dini din-i İslam’dır.” ibaresinin anayasadan çıkarılmasının Harf İnkılâbı ile aynı seneye (1928) denk düşmesi manidardır. Yine devrin Maarif Vekili Mustafa Necati’nin Latin harflerinin üstünlüğünü(!) anlatmak için verdiği Konya konferansı öncesinde “Eski harflerle birlikte Kuran’ı da tarihe gömdük” şeklinde astırdığı tanıtım ilânlarını hatırlamakta fayda vardır.
İmdi
Biz  Müslümanlar için lisan, duygu ve düşüncelerimizi ifade etme vasıtası olmanın çok ötesinde bir mana ifade eder. İnsan beyan sahibi bir canlıdır. Beyan sahibi olması hasebiyle ve olabildiği ölçüde insan olma derecesine yükselir. Bu demektir ki insan, insan olma liyakatını lisanında şekillenerek kesbeder.  “...zira rahman olan Allah insana beyanı öğretti.” (Rahman Suresi 1-4)  Yani Allah insana temyiz edebilme kabiliyeti vermek suretiyle onu sair canlılara üstün kıldı.

Allah’ın insana “beyan”ı öğretmesinin “İnsanı yarattı.” ayetinden hemen sonra açıklama mahiyetinde gelmesi, insanın ancak lisanıyla insan olabileceğini bize sarahaten göstermek içindir. Lisanında akidesini bulan ve şekillenen insan, bu şekil üzere hareket eder. Yine Alâk Suresi’nden öğreniyoruz ki, insana beyanı öğreten Allah, ona beyanın tamamlayıcısı olarak kalemle yazmayı da öğretti.
13. asırdan itibaren başlayıp 20.asrın başlarına kadar iddia edildiği gibi bu topraklardaki insanın lisanına giren kelimeler Araplara has kelimeler değil, Müslüman olma hasebiyle muhatap oldukları Kur’an Lisanının hukuktan başlayarak kültürel ve edebi sahada yerleşik hale gelmesi ile bir mili birliğin vücuda gelmesi ile alakalı. Kur’an’la irtibatın kesilmesi lisanına yabancı hale gelmesi, aynı lisanı konuşamayanların aynı duygulara hitap etmeleri ne kadar mümkün olacaktır. Bu demektir ki yazı, lisanın yani beyanın mütemmim bir cüz’üdür ve bir İslam dili olan Türkçe, İslâm harflerinden başka harflerle asla resmedilemez. Resmetmeye kalktığımız takdirde ise -beyan sahibi insan olarak- kabul görmemiz mümkün olmaz. Netice itibariyle kendi lisanımızda  okur-yazar olma meselesi itikadımızdan ayrı tutulamaz.  Yazının başında itikadi ve ameli manada önder kabul ettiklerimize referansla başlamamın Türkiye’nin istikbaline dair tavrımızın doğrudan   itikadi  tercihimizle  alakalı olmasına gönderme yapmak içindir.   Bahse konu olan Türkiye’nin geleceği ise, bugün şuurunda olmamız gereken şey, durumumuz ve tavrımızın mahiyet itibariyle Uhud’taki okçulardan farklı olmadığıdır.

Hayırlı her işe besmeleyle başlamayı ve inşallah demeyi, itikadımızı kendisinde kazandığımız lisanımızdan öğreniyoruz. İnşallah demek ne demektir?  Kainata ve tabii ki hayatımıza nizam verenin sadece alemlerin Rabbi olan Allah olduğunu söyleyerek kendi hayatımızın başkaları tarafından tanzim edilmesine muhasım olduğumuzu ilan etmiş olmaktır. Yazımıza sahip çıkmanın itikâdî bir mesele olduğu ve millet hayatının varlığı için elzem oluşu İslam harflerini ilga edenlerin de şuurunda olduğu bir vakıa olsa gerektir.

Hali hazırdaki durumsa kendine tecavüze yeltenen kişiye âşık olan aptal kız hastalık tablosu. 
Müslüman olmadan Türkçe de konuşulamaz. Konuşulansa sömürge aydınlarının karın gurultularında çıkan uydurukça değilse nedir o zaman kavram kargaşası?
Türkiye’nin istikbali için   hayırlı bir iş  yapılacaksa elzem olan lisanımızdan  başlanılmalıdır. Lisanımız olan Türkçe, bir kavmin  değil -bir İslam dili olarak- Milletimizin dilidir.

 
3 Ocak 2011 - 00:04:06
 
 
Havadurumu
 

 
 Dolar
 
1.546
1.556
 
 Euro
2.031 2.046
 
 Sterlin
2.380 2.430
 
 Altın
68.31 68.96
 
 IMKB
68828  
 
 
Lorik Cana: 2011'de bir kupa kaldırmak istiyoruz...
 
Galatasaraylı futbolcu Lorik Cana, Galatasaray Televizyonu'nda yayınlanan Türk Telekom Kamp Günlüğü programına konuk olurken kötü bir sezon yaşamalarına rağmen 2011 yılında bir kupa kaldırmak istediklerini söyledi.
 
 
 
 
  Ahmet Nazif Zorlu’nun eski Karayolları arazisine yaptığı Zorlu Center Koç Ailesi ve Sabancı Ailesi’ni aynı noktada buluşturdu.  
 
 
 
  12 kısa porno filminden oluşan, cüretkar seks sahneleri bulunan film, devletten 69 bin dolar maddi destek aldı.    
 
 
 
 
CHP lideri Kılıçdaroğlu kurultaydaki konuşmasında birçok vaadde bulundu. Siz bu vaadleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Hoşuma gitti. Destekliyor, iktidara gelirse yapacağına inanıyorum.
 
Bu kadar vaade ülkenin bütçesi yetmez. Hayalci buluyorum.
 
"YÖK'ün ve harçların kaldırılması" gibi güzel vaadlerde bulundu. Yapamasa da söylenmesi bile güzel.
 
Boş vaadlere karnımız tok. Kılıçdaroğlu iktidara gelemeyeceğini bildiği için bol keseden atıyor.
 
 
 
 
 
 
 
 

mospet

mostbet

Mostbet AZ
 
 
       
Kategoriler   HaBerTaraf HaBertaraf Yayın Hizmetleri
Sahibi ve Genel Müdürü Rıfat YÖRÜK
Genel Yayın Yönetmeni Mevlüt (Kurucu)

habertaraf.com'da yayınlanan tüm materyalin her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.


mostbet login  mostbet
 
 
Gündem Sağlık-Çevre Hakkımızda
Yazarlar Eğitim Künye
Güncel Bilim-Teknik
Siyaset Kültür-Sanat Yayın İlkeleri
Dünya Mizah Yorum Kriterleri
Yurt Yaşam
Ekonomi-İş Medya  
Spor Magazin