|
|
 |
Çöp-evler ve müzecilik…
Alper GÜRKAN
[email protected] |
|
“Utangaç koleksiyoncuların yaşadıkları toplum, koleksiyonları ve müzeleri önemsemediği için, toplamak bilgiye, öğrenmeye katkısı olan itibarlı bir şey olarak değil, saklanması gereken bir utanç olarak yaşanır. Çünkü koleksiyonlar, utangaçların ülkesinde faydalı bir bilgiye değil, yalnızca utangaç koleksiyoncunun yarasına işaret eder…”
Orhan Pamuk’un, Masumiyet Müzesi’nde düşündürttüğü gibi, çöp-evleri bir tür koleksiyonerlik “felsefesi”ne dâhil edebilir miyiz acaba?
Üstelik bu, kendine ve dışa dönük biriktirme merakını müzeciliğin en primitif hali olarak görmek mümkünken…
* * *
Bir köşesinde bizimle olan ilişkisi artık tükenmişken bile kendimizden mahrum bırakmaya kıyamadığımız, atılması lazım gelen bir sürü şey vardır çöp-ev mantığının; diğer köşesindeyse birilerince terk edilmiş eşyalar, taraflar, boyutlar doludur, itiş tepiş yerleştirilmiş…
İkisi iki koldan dağ olup büyürler ve donatırlar boşlukları. Hayatın, “mücadele” kelimesi altında meydana inen kara ve ak orduları gibi yayılırlar dört bir yana.
Herkesin çöp diye bir kenara attığı onca gerçeklik, ruhundaki boşlukları doldurmak adına santim santim genişler çöp karıştırıcısının. Onun egzozla kararmış kirli suratındaki yaralı bakışının keskinliğinde kristalize olur gerçeklik ve değerliyle değersiz arasında gergin bir halat uzanır…
Ayaklarını oturttuğu merkezde, kollarını iki yana açarak; bir taraftan eşyanın eskimekliğinde beliren zaman olgusunu diğer taraftan herkeslerden gizlenmek istenen bir mekân olgusunu aynı hat üstünde tutma çabası ağır basar onda. İpin üstünde salınan bir cambaz rikkatinde ayrıca saklı olan bir kaçaklık duygusu ve tutkusudur onu devingen kılan, çöp toplatan da.
Çöp-evlerde bir “biriktirme” telaşı, bir “saklama” merakı, bir “sahip olma” hevesi vardır. Dünyayı ve uzayın bize nispet bir köşesini çöplüğe çeviren ortak bilincimizin bir başka uçta belirme durumu vardır. Gözle görülmeyecek kadar şeffaf bir merhamet ve bu merhametten de öte, yabancı olana düşmanlık hissinin kızıştırdığı, aldırmazlık ve yalnızlığı tercih etme küskünlüğü vardır…
Esasında; çöplerin içi yalnızlık ve yalnızlığın içi çöplerle dolu olduğu için temelde bir denge arayışıdır çöp-evin felsefesi: Aynaya baktıkça suretinde; bırakıp gitmenin küskünlüğüyle ölümcül bir özlemin acısının karıştığı metruk bir mabed görür çöp-evci. Ayrılığın cehennemi ve kavuşmanın cennetinden çatılmış bir tapınağın yol haritasıdır yüz hatları. Gezip dolaşıp “temizlediği” sokaklarda bulduğu o mabedin tam merkezidir nesneyi hapsettiği yer ve onun tam şimdisidir eşyayı ilk fark ettiği an!
“Yazık unutulacak” bir mısraın altını çizmek gibi, hayatın boğucu teferruatları arasına sıkışıp kalmış bir enstantaneyi pis kokuların arasından çekip almak ve saklamaktır bir köşede, tüm yaptığı…
Para biriktirmek, eşya biriktirmek, kartvizit biriktirmek, nefret biriktirmek gibi sessizce, nev’i şahsına münhasır bir albümde hayatı ve hayatın birçoklarınca görülmeyen detaylarını biriktirebilmek kaygısıdır hepi topu…
Üstelik “karalamalarının yakılmasını” vasiyet ettiren bir kafkaesk yaratıcılığı, keşfettiği sırların ehil olmayanlarca çarpıtılacağı korkusunu duyan bir simyacı gizliliği, çirkin bir abide yükseltirken herkeslerden kaçan bir Babilli suskunluğu ile doludur içi dışı, bunu yaparken.
* * *
Hayatı, göstere göstere yaşayanlara inat, suretsiz bir kimlik fotokopisi gibi kendi köşesinde gerçeğe susamak…
Bir isyandan, savaştan, mücadeleden uzak; edilgen bir araştırmacı-yaşamacılık…
Anın, herhangi bir eşya üzerine yansıttığı kendine has gerçeklikleri biriktirmecilik ve biriktirdiklerini gözlerden, gönüllerden ırak bir köşede herkeslerden saklamacılık…
Çöp-evlerin felsefesi daha derin değil mi müzelerden?
Şişirilmiş değerlerin de çok şey gibi kendisi yükseldikçe küçülen gölgeleri vardır. Bu sağda solda, hijyenik ortamlarda sergilenen kültür nesnelerine göre daha derinlikli ve daha incelikli olan çöp-ev envanterleri; insan hakkında da, kültür hakkında da, medeniyet hakkında da, yaşam hakkında da çok daha fazla şey söylemezler mi bize?
Ve çok daha azına işaret etmez mi utangaçlıklarımızda biriktirdiğimiz yaraların?..
|
|
2 Ocak 2011 - 00:13:01 |
|
|

Dolar |
|
|
1.546
|
1.556
|
|
Euro |
|
|
2.031 |
2.046 |
|
Sterlin |
|
|
2.380 |
2.430 |
|
Altın |
|
|
68.31 |
68.96 |
|
IMKB |
|
|
68828 |
|
|