DOLAR 1.565 - EURO 2.084 - ALTIN 71.49 - IMKB 67607
Pazartesi 3 OCAK 2011
Askeri yargıyla ilgili düzenleme imzaya açıldı Yemen açıklarında 80 göçmen boğuldu Borsa, günü 67607 puandan tamamladı Dolar günü 1,562; euro 2,079 TL'den kapattı Yargıtay 63 sanığı tahliye etti Altın yeni yıla rekorla başladı Cameron: Radikalizmde kendimizi sorgulayalım Liberman'ın "fakir diplomatları" Polislere kısa süreli askerlik geliyor Küçük yaştaki banka soyguncusu yakalandı habertaraf.com
 
 
 
Avrupa'daki terör algısı değişiyor
 
 
 
 
Mustafa YOLCU
Öğrenci olayları
 
 
 
Okur Temsilcisi
İlginç videolar
 
 
 
 
Aktör Pete Postlethwaite öldü
 
 
 
 
 
Yeni Akit
Abdurrahman DİLİPAK
Bir darbe planından söz edeceksiniz, Masonlardan söz etmeyeceksiniz
 
 
Bugün
Adem Yavuz ARSLAN
Özcan'a göre YÖK'ü kimse kaldıramaz
 
 
Star
Ahmet KEKEÇ
Büyük yazar oldum
 
 
Milliyet
Aslı AYDINTAŞBAŞ
Kendi şehrinden nefret eden vekil
 
 
Star
Aziz ÜSTEL
Hürrem değil Emmanuel bu yahu!
 
 
Vatan
Can ATAKLI
Kadere bak, o şimdi asker
 
 
Zaman
Ekrem DUMANLI
Diyarbakır'ın verdiği ders
 
 
Sabah
Engin ARDIÇ
Nostradamus bu kadar uçmamıştı
 
 
Bugün
Gülay GÖKTÜRK
Geciken adalet ve İstinaf Mahkemeleri
 
 
Bugün
Gültekin AVCI
"Muhteşem Yüzyıl" kimin fantezisi?
 
 
Akşam
İsmail KÜÇÜKKAYA
2011'de nasıl bir AKP?
 
 
Akşam
Oray EĞİN
17 dakikada çağdaş Türkiye tablosu
 
 
Yeni Şafak
Salih TUNA
Bizimkilerin en beğendiği köşe yazarları!
 
 
Star
Şamil TAYYAR
2011’de neler olur?
 
 
Millî Gazete
Sinan BURHAN
Diyanet İşleri Başkanlığı adına Saim Yeprem Cevap verdi…
 
 
Milliyet
Taha AKYOL
Osmanlı’da Türkçe
 
 
Radikal
Tarhan ERDEM
Acılara değil umutlara açılalım
 
 
 
 
Lütfi BERGEN
 
Necmettin EVCİ
 
Aliya RAHTE
 
Engin ARDIÇ
 
Şamil TAYYAR
 
 
 
İşkence müzesine ihtiyacımız var mı?

Cüneyt ÖZDEMİR
 
 
Geçen günlerde DİSK Başkanı ve bir grup gösterici arkadaşı dünyanın en tuhaf meydan dayağını yedi. Daha önce işkence gördükleri Hünkâr Kasrı’nın kültür merkezi olmasına itiraz eden göstericiler, “Buranın aslında işkence müzesi olması için” ısrar edince, polis her zamanki gibi copu bastı. “Bir işkence müzesi nasıl olur”u gözümüzde canlandıramamışken Ankara’da Ulucanlar Cezaevi ilk işkence müzemiz olarak hizmete girdi.
Artık mahkûmlar değil balmumu heykelleri koğuşlarda çile çekiyor. Müzeyi gezerken hoparlörlerden yükselen çığlık sesleri size eşlik ediyor. Müze ziyaretçileri arasında dileyenler elleri kelepçelenip 1 saatliğine hücreye atılıyor. Bilmem bir hafta sonu hangi ana-baba çocuğunun elinden tutup bu işkence müzesini gezmeye götürür ama benim gitmeyeceğim kesin. İşkence bir Türkiye gerçeği. Bunu hiçbirimiz görmezden gelemeyiz. Ancak işkenceyi görmezden gelmemek demek bu kadar gözümüze sokmak demek mi olmalı? Biz işkencecilerimizle henüz hesaplaşamadık. Bırakın hesaplaşmayı 12 Eylül’ün bile hesabını soramadık. İşkencecilere hesap sormak yerine çekilen acılardan bir müze yaratmak fikrinin temelinde bir hata olduğunu düşünüyorum. Çekilen acıların teşhirinin, o acıların hatırlatılmasının, demokrasimizin panzehiri olacağından çok da emin değilim. Üstelik cezaevlerindeki doluluk oranını ve F Tipi cezaevlerinde bugün, hâlâ yaşanan rezilliğin orijinali dururken kim balmumu heykellere bakmaya gider onu da bulamadım. Gelmek istediğim yer keşke o cezaevi bir işkence müzesi olacağına bir sanat müzesi olsaydı.
Acı da olsa unutmak bazen en iyi ilaçtır.

Tombala
Gökyüzünden hızla inip, yolda giden bir arabanın camına yapışıp, sonra onca hıza inat yavaşça süzülen bir su damlası naifliğinde geçiyor zaman. Gözlerimizin önünde müjdeleri ve hayal kırıklıkları ile arkasına bile bakmıyor hayat. Bugün koskoca bir yılın finali yapılırken, dönüp geriye baktığınızda bir ‘yaprak dökümü’ne benzetip gözyaşı da dökebilirsiniz, ‘öyle bir geçer zaman ki’ diyerek umutlarınızı gelecek yıla da devredebilirsiniz. Bu akşam büyük ikramiyeyi kazananlar elinde tuttuğu piyango biletindeki rakamları tutturanlar değil, sevdiklerinin nefesini omuzbaşlarında hissedenler olacak. Yalnızların payına geceyarısına doğru ‘kimler geldi kimler geçti’ şarkısı ‘eğlence’ olarak kalacak. Her yılbaşı olduğu gibi geleneksel yılbaşı kutlamalarımıza televizyonda dansözler, Taksim Meydanı’nda tacizler eşlik edecek. Muhtemelen bir kanalda İbrahim Tatlıses son sayarken diğer kanalda bu yılın sevilen dizisinde (artık hangisi ise) ‘mahsuscuktan’ yılbaşı kutlanıyormuş gibi yapacak. Haber bültenlerinin amorti bile çekememiş nöbetçi muhabirleri cemiyet hayatının yavan eğlencesine canlı bağlanacak. Mecburiyetmiş gibi eğlenenler alkış tutacak… Aynı anda televizyonların açık olmadığı bir evde, tüm bu eğlence cümbüşüne inat, kulaklarını tıkayıp namazını kılacak inançlı cemaatin isimsiz müridi.
Devlet İstatistik Enstitisü her zamanki gibi kaç çocuğun saat 12’ye kadar ayakta kalamayıp uykuya daldığını, yeni yıla Kaf Dağı’na giden bir halının üzerindeyken girdiğini bulamayacak.
Bütün bunlar olurken bir cezaevinde, adı bile hatırlanmayan birkaç mahkûm bir çift pişmanlık gözyaşını daha fazla tutamayacak gözlerinde.
Saatler gece yarısını gösterdiğinde artık kaderimize kim düşüyorsa, kalkıp sarılacağız birbirimize. Kimimiz sıcak bir öpücük konduracak geçmiş yıllara bir teşekkür gibi, kimimiz coşkuyla dudaklarına yapışacak daha yaşanacak çok yıl var gibi… Bir el bir elle aşk için kavuşurken, bir kalp bir başkasının kalbinden düşüp şangır diye kırılacak.
Bir yılı tam da böyle bitirmiş ‘puslu kıtalar atlası’ eşliğinde uykuya kaçarken, kulağımızda o tanıdık ses yankılanacak: ‘Tombala!’ Rüya mı gerçek mi, anlaşılmayacak.

Sakinleştirici olarak biber gazı
İstanbul girişinde bir benzinlikte öğrencileri biber gazı sıkıp döven polisin olayı nasıl algıladığı ortaya çıktı. Emniyet raporlarında öğrencileri sakinleştirmek için biber gazı sıkıldığı söyleniyor. Sanırım bir sakinleştirici olarak biber gazı kullanımı sadece ülkemizde uygulanıyor. Her ne kadar biber gazını yiyip de sakinleşen bir öğrenci henüz tespit edilememişse de bu raporları yazan müdürlerin bizden gizli bir bildikleri olmalı. Yakında coplamayı ‘terapi’, işkenceyi ise ‘rehabilitasyon’ olarak tanımlayan raporlar okursak da şaşırmayacağım. Bu aslında bir zihniyetin de göstergesi. Asıl değişmesi gereken de bu zihniyet işte… Haksız mıyım Sayın Çapkın?

Liselim
Lisede bir grup öğrencinin kantinin pahalı olup yakınması hatta işi birazcık abartıp evden yemek getirip paylaşmasının sonu karakolda biten bir ülkede yaşıyoruz. Okul müdürünün polis çağırmakta bir an tereddüt etmediği bir anlayışsızlar cumhuriyeti burası. Evden getirilen yiyeceklerin arasına uyuşturucu mu koymuşlar diye bakabilecek müdür yardımcılarının hâlâ görev başında olabildiği bir milli eğitim düzeni. Bunları, son yaşanan ve karakolda biten liselilere yönelik hoyratlıktan öğrendik. Haberlerden tek öğrenemediğimiz Sarıyer Behçet Kemal Çağlar Lisesi Müdürü’nün o kantin ile somut bir ilişkisi olup olmadığı. Başka türlüsünü akıl almıyor!

 
31 Aralık 2010 - 10:12:41
 
 
Havadurumu
 

 
 Dolar
 
1.555
1.565
 
 Euro
2.069 2.084
 
 Sterlin
2.390 2.430
 
 Altın
71.05 71.49
 
 IMKB
67607  
 
 
Patron olmanın sırrını açıkladılar...
 
Peki bir girişimci hangi yolları izlemeli? Başarılı bir girişimin koşulları ne?.. Patronlardan girişimcilere altın değerinde öğütler...
 
 
 
 
  Başbakan Erdoğan’a kaygılarını ileten İSO için çıkarılan haritaya göre en riskli bölge olan Topkapı-Beylikdüzü hattında sadece oda üyesi 7.700 tesis bulunuyor  
 
 
 
  İş dünyasında yaşanan önemli sorunlardan biri o kadar güzel hikâyeleştirildi ki... İşte internette hızla yayılan o hikâye...    
 
 
 
 
CHP lideri Kılıçdaroğlu kurultaydaki konuşmasında birçok vaadde bulundu. Siz bu vaadleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Hoşuma gitti. Destekliyor, iktidara gelirse yapacağına inanıyorum.
 
Bu kadar vaade ülkenin bütçesi yetmez. Hayalci buluyorum.
 
"YÖK'ün ve harçların kaldırılması" gibi güzel vaadlerde bulundu. Yapamasa da söylenmesi bile güzel.
 
Boş vaadlere karnımız tok. Kılıçdaroğlu iktidara gelemeyeceğini bildiği için bol keseden atıyor.
 
 
 
 
 
 
 
 

mospet

mostbet

Mostbet AZ
 
 
       
Kategoriler   HaBerTaraf HaBertaraf Yayın Hizmetleri
Sahibi ve Genel Müdürü Rıfat YÖRÜK
Genel Yayın Yönetmeni Mevlüt (Kurucu)

habertaraf.com'da yayınlanan tüm materyalin her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.


mostbet login  mostbet
 
 
Gündem Sağlık-Çevre Hakkımızda
Yazarlar Eğitim Künye
Güncel Bilim-Teknik
Siyaset Kültür-Sanat Yayın İlkeleri
Dünya Mizah Yorum Kriterleri
Yurt Yaşam
Ekonomi-İş Medya  
Spor Magazin