|
|
 |
Şili, Türkiye olsaydı
Ergun BABAHAN
[email protected] |
|
Blent Esen arkadaşım bu piyasanın en komik karikatürlerini maillerini düzenli olarak bize yollar, piyasadaki esprilerden kopmamızı sağlar.
Son gönderisi, Türkiye’ye uyarlanmış bir Şili haritası.
Malumunuz üzere Şili tam bir sahil ülkesi.
Yani ülkenin tamamı İzmir, Antalya falan.
“Şili, Türkiye olsaydı” haritası da bu gerçeği gözönüne alarak hazırlanmış.
Öyle olsa, CHP’nin Ergenekon’dan, Anayasa Mahkemesi’nden medet ummasını gerek kalmazdı.
Sandıktan yüzde 99 CHP çıkacağı için her şey tıkırında giderdi, gazete patronları ticarette ve bankacılıkda uçar gider, çalışanları herkese demokrasi dersi verirdi.
Mahalle baskısı sözkonusu bile olmazdı.
Olsa olsa bikini ve şarap veya rakı baskısı olurdu.
Ee, sahillerde buna baskı denmez, dense dense kıyak denir.
Ama böyle harita düşleyenler var.
Giderek de artacak.
Doğu’daki her ayrılık talebine Batı’dan karşılık gelecektir, CHP maskesi altında MHP’liliğe soyunanların sayısı artacak.
Dindarlar iç Anadolu’da, Kürtler Güneydoğu’da, laikler sahillerde.
Bölünmüş, ayrılmış, imtiyazlı bir Türkiye.
Diyarbakır Baro Başkanı Emin Aktar da Pazartesi günü Neşe Düzel’e verdiği röportajda tam bu tehlikeye işaret ediyordu.
Faşizan iki topluma bölünme tehlikesi.
Kürt hakkı savunmakla Kürt şovenliği yapmak böyle bir çizgiye prim yaptırıyor açıkçası.
Tıpkı, sahillerin Kürtlerin hakkını, dilini, kültürünü tanımaması gibi.
Önümüzdeki seçim, hepimizin Türkiye tahayyülü ile ilgili bir tercih yaptığımız seçim olacak.
Çünkü bu Meclis, ilk demokratik, sivil anayasamızı yapacak.
Bu anayasanın hukuka, insan hakkına saygılı, devleti sınırlayan, insanlar arasında diline, dinine veya dinsizliğine, rengine göre ayrım yapmayan, ırkçılığı değil, kardeşliği ve eşitliği öne çıkaran bir metin olması mümkün.
Sahiller aklını başına toplar, bu sürece katkı verirse, faşizan iki toplum tuzağına düşmekten kurtuluruz.
Tezgahı bozmak
AK Parti ve Başbakan Erdoğan, “demokratik özerklik” projesinin seçim öncesi milliyetçilik duygularını pompalayarak farklı bir siyasi tablo çıkarmaya yönelik olduğuna inanıyor.
Türkiye’nin son 10 yılı bu kuşkuya hak verdiriyor.
Bugün unuttuğumuz Atabeyler, Saunalar doğrudan iktidarı ve temsilcilerini hedef alıyordu.
Hükümet yetkilileri kendilerine yönelik tezgahları görüyor ama fazla bir şey yapamıyordu.
Darbe planları havalarda uçuşuyordu.
Şimdi darbecilere sahip çıkan, aklamaya çalışanlar da bu gerçeği o zamandan biliyordu.
Her olay bir amaca uygun olarak planlanıp hayata konuldu.
Şimdi de aynısı var gibi.
Ama karşı tarafın bir tezgahı varsa, iktidarı elinde tutan gücün de karşı planı olması gerekir.
Bunun ilk yolu reformcu öze dönmek, daha fazla demokrasi ve daha adil bir yargı ve hukuk sistemini güçlendirmekten geçiyor.
AK Parti’nin kimi temsilcilerinin, polis müdürlerinin, rektörlerinin bu çizginin çok dışına düştüğü açık.
Bir titreyip kendilerine gelmeleri gerekiyor.
|
|
30 Aralık 2010 - 09:48:40 |
|
|

Dolar |
|
|
1.538
|
1.548
|
|
Euro |
|
|
2.058 |
2.073 |
|
Sterlin |
|
|
2.385 |
2.430 |
|
Altın |
|
|
70.12 |
70.55 |
|
IMKB |
|
|
66004 |
|
|