|
|
 |
Bu kafayla özerklik de böler, anadil de!
Ayhan BİLGEN
[email protected] |
|
Dünya da özerkliğin ayrılmaya, kopuşa dönüştüğü örnekler de var, dönüşmediği örnekler de. Bölünme kaçınılmaz değil, mutlak değil. İhtimal dışı da değil elbette. Özerkliğin neyi doğuracağını yada doğurmayacağını belirleyecek olan içerisinde bulunulan ülkenin genel politikalarıdır. Genel bir demokratikleşme süreci ile paralel seyreden bir özerklik inşası, bölmek bir yana, bir arada yaşamanın yeni bir formülü haline gelir. Tek tipçi ulus devletin patlama, ayrışma ve kopuş noktasına getirdiği toplumda, birlikteliğin alternatiflerini geliştirir.
Korkulara hitap etmekte Genel Kurmaydan bir adım önde duran siyasetçilerin egemen olduğu ülkelerde her talep bölünmeye neden olabilir. Sadece özerklik değil, anadil talebi de, anayasa da vatandaşlık tanımının değişmesi talebi de, seçim barajının inmesi gibi daha bir çok talep de bölünmenin önünü açabilir. İnsanlar bölünme korkusu ile terbiye edilip ya bu taleplerinden vazgeçecekler ya da ülkede top yekin bir demokratikleşme süreci için kararlılıkla baskı yapmaya devam edecekler.
Eğer Türkiye bölünme ortamına sürüklenirse bunun sorumlusu, daha fazla özgürlük talep edenler, kendi geleceğini belirleme talebinde bulunanlar, anadillerini hayatın her yerinde kullanma kararlılığını ortaya koyanlar değil bunu kolaylaştıracak demokratikleşme adımlarından Türkiye’yi alıkoyanlardır. Kürt siyaseti eleştirilecekse, neden demokratik özerklik yada anadil talebinde bulunuyorsun diye değil, neden demokratik anayasa talebinin daha yaygın ve güçlü bir Türkiye projesi haline gelmesini sağlayamıyorsun diye eleştirilmelidir.
Kürtler, Türklerin yada daha farklı bir tanımlamayla Kürt olmayanların nasıl bir Türkiye’de yaşayacaklarına karar verme olanaklarına gün geçtikçe daha fazla sahip oluyorlar. Bu, onların çok şey istemesinden değil, Türkler ve diğerlerinin etkin bir isteme iradesi ortaya koyamamasından kaynaklanıyor. Dindarların, Alevilerin, Çerkezlerin, Lazların, işçilerin, işsizlerin, gençlerin daha fazla şey istemesi ile yeni bir denge ve hukuk oluşabilir.
Katılımcı bir süreçle şekillendirilecek ve köklü değişiklikler içeren yada tümden yenilenen bir anayasa hazırlanmazsa demokratik özerklik de, anadil talebi de bölünmeye götürebilir. Bu durumda yapılması gereken, özerklik talebini, anadil arayışını bastırmak, ertelemek mi olmalıdır, yoksa genel demokratikleşme iradesini güçlendirmek mi ?
Hangisi daha insani, hangisi daha gerçekleştirilebilir gözükmektedir ? Kürtlerin oluşturduğu basınç Türkiye’yi iç çatışmaya götürmesin istiyorsak bunun üç yolu gözükmektedir. Bunlardan birincisi inkar ve imha politikasını çok daha kanlı biçimde uygulamayı göze almak, ikincisi gerçek bir eşitlik ve özgürlük zeminini her kes için güvence altına alacak anayasayı hazırlamak, üçüncüsü ise demokratikleşiyor gibi gözüküp bir yandan talep ve beklentileri yükseltip diğer yandan her an hamasete dayalı siyasal dili ön plana çıkarmaya hazır pozisyonda beklemek.
Bu günün Türkiye’sinde en güçlü, egemen ve belirleyici olan tercih üçüncüsü gibi gözükmektedir. İkinci tercihi önemseyenlerin, parçalanmışlığı, bir araya gelmeyi beceremeyişi, ellerindekini kaybetme korkusundan kurtulamayışları ciddi bir handikaptır.
Türkiye, tepedekiler arasındaki tahterevalli ilişkisi ile toplumsal tabanın içinde bulunduğu bileşik kaplar ilişkisi arasında bir yol ayrımındadır. Değişim iradesini, tabanda, ezilenler, ayrımcılığa uğrayanlar arasında geliştirmek bu nedenle önemlidir. Aydınların ve örgütlerin bırakın güç yetirmeyi, gözlerine bile kestiremedikleri bu süreci önemsemek tarihsel bir dönüşümü doğurabilir.
Kürtler doğrudan halka yönelik çalışmalar yaparken, Türkiye’nin batısında yaşayan aydınlar birbirlerinin sırtını sıvazlama, örgütler ise bir birine çelme atma hesabı ile oyalanmaya devam ediyorlar. Bu kısır döngüyü aşabilen en mütevazi çalışmalar bile geleceğimize damgasını vurma potansiyelini kolayca yakalayabilir.
Aksi taktirde Türkiye gerçekten bölünebilir. Kendi kaynaklarını daha verimli kullanan, refahı yaygınlaştıran, özgürlükleri herkes için yaşanılır kılan bir bölgenin, daha hantal, daha yozlaşmış, daha adaletsiz bir bütünden ayrılma talebinin önünde hiçbir güç duramaz.
|
|
21 Aralık 2010 - 09:08:39 |
|
|

Dolar |
|
|
1.542
|
1.552
|
|
Euro |
|
|
2.022 |
2.037 |
|
Sterlin |
|
|
2.365 |
2.410 |
|
Altın |
|
|
68.75 |
69.13 |
|
IMKB |
|
|
66267 |
|
|