DOLAR 1.552 - EURO 2.037 - ALTIN 69.13 - IMKB 66267
Cuma 24 ARALIK 2010
BAŞBAKAN'A HAKARETE SORUŞTURMA Topbaş: Derdimiz İstanbul'u ihya etmektir Tansel Çölaşan'ın 'AK Parti'yi devirme' formülü "RESMİ DİL TÜRKÇE'DİR, KONU KAPANMIŞTIR" Batum'dan "Gülen'e tahammül" açıklaması AYİM'İN KARARI UYGULANABİLİR DEĞİL Duruşmadaki silahlı saldırıya tutuklama Davutoğlu, Mutteki'yi telefonla aradı Sağlık skandalına inceleme AİYM'den 3 komutana iyi haber habertaraf.com
 
 
 
Türk-Çin ilişkilerinde bu yıl öne çıkanlar
 
 
 
 
Sinan KARAKAŞ
Gerçek mağduriyetler önlensin
 
 
 
Okur Temsilcisi
İlginç videolar
 
 
 
 
Hamid Karzai'nin doğum günü
 
 
 
 
 
Bugün
Ahmet TAŞGETİREN
Kayseri meselesi ve AK Parti
 
 
Yeni Akit
Ali İhsan KARAHASANOĞLU
Kubilay sakızı daha kaç yıl çiğnenecek?
 
 
Zaman
Bülent KORUCU
Yaftacı, senin çocuğun hiç sıtma oldu mu?
 
 
Akşam
Çiğdem TOKER
'Netekim orası Arjantin' mi?
 
 
Sabah
Emre AKÖZ
Turgut Özal'ın ölüme terk edildiği apaçık değil mi?
 
 
Milli Gazete
Gökçen GÖKSAL
'Videodrome'u izlerken aklıma gelen 'Oyun'
 
 
Vatan
Hasan Celal GÜZEL
İki dillilik parçalanmaya götürür
 
 
Yeni Şafak
Hayrettin KARAMAN
Zenginleşen dindarlar
 
 
Posta
Mehmet Ali BİRAND
Türk-ABD ilişkilerinde yeni bir tango başlıyor...
 
 
Star
Nasuhi GÜNGÖR
Kürtlere ‘Nereye gidiyorsun’ diyebilmek
 
 
Sabah
Nazlı ILICAK
Başbakan neden suskun?
 
 
Radikal
Oral ÇALIŞLAR
Kılıçdaroğlu'nu neden önemsemeli
 
 
Akşam
Oray EĞİN
Komplocular bu aralar çok mutsuz
 
 
Milliyet
Rıza TÜRMEN
Melez demokrasi
 
 
Star
Şamil TAYYAR
10 trilyonluk senedin sırrı çözüldü
 
 
Zaman
Süleyman SARGIN
Cennet'e girmemek için inat edenler
 
 
 
 
Lütfi BERGEN
 
Aliya RAHTE
 
Mehmet HÜSREVOĞLU
 
Emre AKÖZ
 
Şamil TAYYAR
 
 
 
CHP'nin imkan(sızlıklar)ı

Doç.Dr.Mustafa TEKİN
[email protected]
 
 
Cumartesi günü yapılan kongre sebebiyle CHP tekrar gündeme geldi. Aslında Baykal'ın yerine ikame olmaya çalışan Kılıçdaroğlu'nun genel başkan olmasından itibaren, tekrar iktidar olması için motive edilmeye çalışılan CHP'ye büyük misyonlar yüklenmeye çalışılıyor. Bu yazıda CHP'nin imkan(sızlıklar)ına dair kısa bir tartışma yapmak istiyorum.

Yaşım kırk iki. Türkiye'nin siyasi tarihinde 70'li yılların sonuna çocuk yaşta ulaştım. Henüz ilkokul 4. ve 5. sınıfta iken sokakta oynadığım yıllarda aklımda kalan yegane şey, terör ve kavgaydı. 80'li yılları ve daha sonrasının siyasi hayatını, ilk gençlik ve olgunluk yaşlarıyla birlikte tecrübe ederek kavradım. CHP, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e doğru yaşanan değişim ve dönüşümler içerisinde, başından bu yana batılılaşmacı tezleri hem dışsal hem de muhteva olarak savunageldi. Bunun hem düşünsel referansları hem de politik duruş ve tavır alışlarla yakından ilintisi vardı hiç kuşkusuz. Öncelikle genel anlamda bir Aydınlanma projesinin Müslüman topraklarda kendisini ifade eden biçimiydi. Zaten Osmanlı'da saraydan başlayan bir hareket olarak modernleşme, toplumda “hayranlık” ile “nefret” arasındaki, gerilim içinde, giderek gündelik hayata sızmaktaydı. CHP'nin batılılaşmacı yöneliminin bir yandan “resmi” olan, diğer yandan da keskin ve kemikleşmiş yapısı, onu daha sonra kendisini sıklıkla refere edeceği “halk”la olan temas noktalarını zayıflatmıştır. Bugün bile CHP'nin özgürlük adına ortaya koyduğu her söylemin karşısına birden geçmişi çıkarılmaktadır. Özgürlük adına en iyi stoku olarak 1961 Anayasası'na olan referansı, toplumsal hafızanın bir önceki yılı hatırla(t)masıyla yeniden sorunsala dönüşmektedir.

CHP'nin “sol” bir çizgi üzerinde tebellür etmesi, bilhassa din ile ilişkilerini belirlemede pratik tavır alışlarla birlikte etkili olmuştur. Zaten Aydınlanma projesi, Tanrı'ya ihtiyaç duymadan insanın imkan ve enstrümanlarıyla dünyayı yeniden inşa etme teşebbüsüydü. Ancak CHP'nin ayırdına var(ama)dığı şey şudur: Bir dine ya da Tanrı'ya inanmak başka bir şeydir, siyasi parti olarak üzerine tezler geliştirme yükümlülüğü taşıdığınız ülkenizin insanlarının yaşam tarzlarına saygı duymak başka bir şeydir. Dolayısıyla başörtüsünden İmam Hatip liselerine kadar “dini” olarak etiketlenen bir çok soruna, Türkiye'nin bir siyasi partisi olarak CHP, özgürlükçü yaklaşmak zorundadır. Türkiye siyasetinin tipik reflekslerinden birisi de, insanların dini inançları konusunda otantisite tartışmasına girerek siyasetin doğasını da teolojik hale getirmek olmuştur. Bu ise bir partinin görevi olamaz/olmamalıdır.

CHP'nin bugünkü görüntüsü şudur: CHP kendisini sıklıkla refere ettiği halkın her türlü sorunlarından mesafe almış; “dini” olan şeylerle barışık olmayan ve bu çerçevede özgürlükleri de savunmayan; hatta tam tersine totaliter tutum ve refleksler geliştirerek kendi üzerine kapanan; elitist ve seçkinci bir tavır geliştirerek, genlerinin gerektirdiği şekilde alt sınıfları ve ezilenleri mobilize etmeye uğraşmayan ve hatta onlara yabancılaşmış bir portre çizmektedir. CHP'nin öncelikli ihtiyacının bir perspektif dönüşümü olduğu açıktır. Bununla kendisini refere ettiği “sol”dan mesafe alması gerektiğini savunmadığım gibi,  “dindarlaşma”sını falan da talep ediyor değilim. Ancak CHP'nin kendisini “antropolojik bir vaka” olmaktan kurtarması, Türkiye'ye katkı yapabilmesi, en başta yaşanan krizi imkana çevirmek için bazı dönüşümleri gerçekleştirebilme cesaretine bağlıdır. CHP'nin birinci ihtiyacı, statükocu reflekslerden bir an önce kendisini kurtarmasıdır.   Daha öncesi bir yana, CHP, on on onbeş yıllık zaman sürecinde merkezdeki statüko etrafında tavır almış, siyaset dışı tüm enstrümanları kullanırken statükoya yaslanmakta hiç tereddüt göstermemiş; böylece kendi imkan ve sınırlarının bu kapalı devre içerisinde belirlenmesine izin vermiştir.

Doğrusu CHP'nin ezilmişler, ikinciller, bastırılmışlara doğru olması gereken fıtri eğiliminin zayıflaması, onun “ne”liği konusunda ciddi analizleri gerektirmektedir. Çünkü “halk”la olan geçirgenlik ve temas kaybedilerek, işlevleri zaafiyete uğramış görünmektedir. Bir başka deyişle, ya halk artık CHP tarafından terk edilmiştir (tabii bunun karşılığı olarak halk da onu terk etmiştir) ya da “halk”ın tanımı değişmiştir. Tabii burada çok önemli bir nokta var: CHP büyük bir yanılgı içerisinde kendi geleceğini, statükocu eğilimlere bağladığından, söylem ve refleksleriyle kendisini statüko ile tevhid etmeye devam etmektedir.

Gerek tüzel bir kişilik olarak CHP, gerekse bu parti içerisinde siyaset yapan insanlar, tabii ki bir dine inanmak zorunda değildirler. Fakat CHP'nin ve CHP içinde siyaset yapanların, bu ülkenin bir gerçeği olarak İslam'ı, dindarları görmezden gelme, dikkat almama, onların sorunlarını göz ardı etme hakkına sahip olmadıkları gibi, özgürlükleri sahiplenme, sorunları çözmek için öneriler sunma mükellefiyetleri bulunmaktadır CHP, burada özgürlüklerin önünü açıcı bir tavır göstereceğine, tam tersine davranarak yapılan düzenlemeleri de, yargı yoluna başvurarak özgürlüklerin önünde engel olmaktadır.

CHP, aslında en fazla söz söylemesi gereken alanlardan kaçarak, hayati tüm alanlardan çekilmiş görünmektedir. Dolayısıyla onun statükocu refleksler ve birkaç sendika hareketleriyle sınırlı şekilde tanımlanması, ciddi bir kayıptır kendi adına. Özgürlük ve âdil paylaşım başta olmak üzere bu alanlara değmekten kaçındığı sürece, bu alanın sürekli aleyhine daraldığını seyretmekle yetinecektir. Bunun için “din”le ilişkilerinde de sahih bir bağ kurmaya ve bir perspektif dönüşümüne ihtiyacı vardır. Öyle ki, Türkiye siyasetinin krizinde ümit haline gelinceye kadar bu dönüşüm devam edebilmelidir. CHP, neye inanırsa inansın, ama “durduğu yer”den haksızlıklara itiraz etsin ve epeydir uzak durduklarıyla bir buluşsun.

Bugün CHP, lider değişimi, yeni yüzler vs. ile bir atılım yapacağını ümit etmektedir. Fakat onun krizi çok daha derinlerdedir. Bir kere Türkiye'ye bakışı ve perspektifinde ciddi dönüşümler yaşamalıdır. Peki başarabilecek mi? Bunu zaman gösterecektir.

 
21 Aralık 2010 - 00:15:25
 
 
Havadurumu
 

 
 Dolar
 
1.542
1.552
 
 Euro
2.022 2.037
 
 Sterlin
2.365 2.410
 
 Altın
68.75 69.13
 
 IMKB
66267  
 
 
Çiller'e: Artık bir karar ver...
 
DP Genel Başkan Yardımcısı Ufuk Söylemez, Tansu Çiller'in gelip gelmeyeceği yönündeki belirsizliğin partiye büyük zarar verdiğini belirtti. 'Bu söylentinin giderek vesayete dönüşme tehlikesi var' dedi
 
 
 
 
  ANKA Haber Ajansı'nın satıldığı ya da satışının pazarlık aşamasında olduğu yönünde yapılan haberlere sert tepki gösteren ANKA, haberi yayınlayan internet sitesi hakkında yasal işlem başlattıklarını açıkladı...  
 
 
 
  Fehmi Koru’nun bugünlerde iki köşesini birden boşaltması gerçekten de gazete içi gerilime mi bağlı?    
 
 
 
 
CHP lideri Kılıçdaroğlu kurultaydaki konuşmasında birçok vaadde bulundu. Siz bu vaadleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Hoşuma gitti. Destekliyor, iktidara gelirse yapacağına inanıyorum.
 
Bu kadar vaade ülkenin bütçesi yetmez. Hayalci buluyorum.
 
"YÖK'ün ve harçların kaldırılması" gibi güzel vaadlerde bulundu. Yapamasa da söylenmesi bile güzel.
 
Boş vaadlere karnımız tok. Kılıçdaroğlu iktidara gelemeyeceğini bildiği için bol keseden atıyor.
 
 
 
 
 
 
 
 



mospet

mostbet

Mostbet AZ
 
 
       
Kategoriler   HaBerTaraf HaBertaraf Yayın Hizmetleri
Sahibi ve Genel Müdürü Rıfat YÖRÜK
Genel Yayın Yönetmeni Mevlüt (Kurucu)

habertaraf.com'da yayınlanan tüm materyalin her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.


mostbet login  mostbet
 
 
Gündem Sağlık-Çevre Hakkımızda
Yazarlar Eğitim Künye
Güncel Bilim-Teknik
Siyaset Kültür-Sanat Yayın İlkeleri
Dünya Mizah Yorum Kriterleri
Yurt Yaşam
Ekonomi-İş Medya  
Spor Magazin