|
|
 |
İftiranın “Ama Böyle”si!
Aliya RAHTE
[email protected] |
|
Şimdi anlatacağım olay, Kayseri belediye Başkanı’na atılan çamur cinsinden değil. Daha cıvığı, daha dehşeti. Yıkasan da çıkmaz, yaksan da külü kaybolmaz…
Adamı kelepçeleyip getirmişlerdi.
Öz baba!..
Suçu öz kızı ile ilişkiye girmek.
Orta yaşlarda. Ayakta duracak hali yoktu.
“Sen ha, baba olarak” demeye kalmadan adam olduğu yere yığılıyordu.
Beti bezi gitmiş kefen gibi.
Tek bir cevap ağzından alamadım.
Su, kolonya faydasız…
Adamın ikinci eşi olan hanımı çağırdım, kadın olaya mesafeli yaklaşıyordu. Görmemiş ama üvey kızı anlatmış…
Kızı çağırdım. 13-14 yaşlarında.
Masum bir halde babasının kendisi ile nasıl girdiğini senaryo gibi ağlamaklı anlatıyordu. Emin kararlı bir anlatım.
Evrakına baktım, her şey tamam.
Bakire olmadığına dair raporu da tamamdı…
Bu durumda savcı olarak yapacağım tek iş kalıyordu, adamı hakime gönderip tutuklatmak, sonra da öz kızının ırzına geçmek suçlaması ile ağır ceza mahkemesinde dava açmak. Ama ne hikmetse elim varmıyordu.
Daha doğrusu, öyle bir olayın olacağına inanmak istemiyordum.
Öz baba nasıl olur da kızının ırzına geçebilir.
Emniyetten ailenin durumunu sordum, adamın eşi ölmüş bu ikinci hanımı imiş. Orada burada çalışıp geçinenlerden.
Ne yapsam ki!
“Allah’ım bana bir yol göster.”
Sağlık ocağını vermiş olduğu rapor kafama takıldı. Bu raporu Adli Tıp’tan teyit ettireyim diye düşündüm. Tek çıkış yolum da oydu.
Hemen bir müzekkere yazdırdım, polisin eline verdim. Ankara Adli Tıp Kurumundan daha önce beraber çalıştığım bayan kadın doktorun ismini de vererek kızı mevcutlu ona gönderdim… Uzman doktordu işi biliyordu.
Mesai bitimine doğru Adli Tıp’tan rapor geldi.
Gözlerime inanamıyordum, kız bakire…
“Ulan ben şimdi seni yemez miyim?”
Kızı çağırdım ve iki tokat da patlattım(o zaman gençtim, şimdi olsa yapmam tabi). Sinirlerim tepem uçuştu, deli gibi bağırıyordum.
Daha önce ağlayarak babasını suçlayan:
“Babamla her gün kavga eden analığım beni öğretti” demez mi?
Analık babadan o şekilde kurtulması halinde kızı birisiyle evlendirme vaadinde bulunmuş. Oyun bozulunca nasıl mutlu olduğumu anlatamam.
Babayı çağırarak müjdeyi verdim, ve de serbest bıraktım.
Analık doğru cezaevine…
Aradan zaman geçti aynı adam yine geldi.
“Bu sefer ne yaptın be adam?”
“Savcı bey, bu sefer iyisini yaptım. Geçen geldiğimde yüzümdeki evlat karası ile ayakta duramıyordum, bak şimdi dimdik ayaktayım.”
Evrakına baktım, kendisine iftira atan karısını on yerinden bıçaklamış.
“Niye yaptın?”
“Temizledim pisliği… Acile götürdüler inşallah geberir.”
“Ama sen de cezaevine gideceksin.”
“Olsun gideyim, öyle gideceğine böyle gideyim. O zaman sürünerek şimdi ise sevinerek gidiyorum. Sen olmasaydın kendimi zaten öldürecektim. O leke ile yaşayamazdım…Allah senden razı olsun, kes tutuklamamı gideyim.”
Ve gitti…
Bir süre sonra “Rahşan Affı” imdadına yetişti. Yasa çıktığında Ankara’da nöbetçi hakimdim, saldığım 500 kişi arasında o da vardı…
Bu bir iftiraydı ama, gerçek olanlar az değil…
YAŞANMIŞ HİKÂYELER DEVAM EDECEK...
|
|
21 Aralık 2010 - 00:09:58 |
|
|

Dolar |
|
|
1.542
|
1.552
|
|
Euro |
|
|
2.022 |
2.037 |
|
Sterlin |
|
|
2.365 |
2.410 |
|
Altın |
|
|
68.75 |
69.13 |
|
IMKB |
|
|
66267 |
|
|