DOLAR 1.556 - EURO 2.040 - ALTIN 69.24 - IMKB 65805
Perşembe 23 ARALIK 2010
Nancy Pelosi tasarıyı yeniden sunacak GÜL EİT DÖNEM BAŞKANLIĞINA SEÇİLDİ 30 yıllık kriptolar ortaya döküldü Cuntacı Videla’ya ömür boyu hapis Motorine 8 kuruş zam Çanakkale Boğazı yine sise teslim Borsa güne yükselişle başladı Canan Arıtman şaşkına döndü ANAR'DAN SON SEÇİM ANKETİ Üniversiteden atılanlara af müjdesi! habertaraf.com
 
 
 
Modern Roma’nın tahrif planı
 
 
 
 
Ahmet ASLAN
Yeni CHP mi, yeni kadro mu?
 
 
 
Okur Temsilcisi
İlginç videolar
 
 
 
 
Demet Akbağ'ın doğum günü
 
 
 
 
 
Star
Ahmet KEKEÇ
Bunu sana kustururlar hoca
 
 
Bugün
Ahmet TAŞGETİREN
Said-i Kürdi Kürt mü?
 
 
Radikal
Akif BEKİ
Solun hikâyatı sağa rahmet
 
 
Milliyet
Aslı AYDINTAŞBAŞ
Diyarbakır’ı nasıl kaçırmışım!
 
 
Akşam
Burhan AYERİ
Kendini yormamalı
 
 
Milliyet
Can DÜNDAR
Yafta
 
 
Sabah
Emre AKÖZ
'Önce Oku, Sonra Öde' modeli öğrenci dostudur
 
 
Sabah
Engin ARDIÇ
İtinayla put kırılır ve de tabu yıkılır
 
 
Star
Ergun BABAHAN
Öcalan ve derin devlet
 
 
Vatan
Hasan Celal GÜZEL
Biz bu vatanı böldürmeyiz
 
 
Milliyet
Hasan CEMAL
Erdoğan Kürt diyor, Kılıçdaroğlu diyemiyor, neden?
 
 
Posta
Mehmet Ali BİRAND
Yahudi Lobisi, Ankara'ya göz kırptı
 
 
Millî Gazete
Mehmet Şevket EYGİ
Tepkisiz zombi toplum
 
 
Akşam
Nagehan ALÇI
Alevilere sorular
 
 
Star
Nasuhi GÜNGÖR
AK Parti’nin Kürtleri
 
 
Vatan
Ruşen ÇAKIR
CHP ve İslam
 
 
Bugün
Toktamış ATEŞ
CHP ve sol
 
 
 
 
Ahmet TAŞGETİREN
 
Aliya RAHTE
 
Toktamış ATEŞ
 
Burhan AYERİ
 
Nagehan ALÇI
 
 
 
Anlaşılmaz huzur, anlaşılır cinayetler!

Necmettin EVCİ
[email protected]
 
 
Yakın zamana kadar Türk siyasetinin en temel sorunu halkın devleti değil devletin halkı biçimlendirmesi ile özetlenebilir. Aslına bakarsanız bilinen hiçbir ideolojik hüviyeti olmayan bir paradigmadan meşruiyetini almaya çalışan devlet, ne olduğu belli olmayan bir yaşam tarzını, insanlara dayatmaktan başka bir şey yapmadı. Dayatma devletle halkı sürekli çatışan kutuplara savurdu. Devleti ele geçiren imtiyazlı sınıf kendilerinde gördükleri iktidar hakkını halkla bölüşmeye yanaşmadı.

Çevrenin merkeze nüfuz etmesi her defasında tehlike addedildi, engellendi. Darbelerin ilk amacı, işte bu asalak sınıfın, ayrıcalıklarını korumaktan başkası değildi. Bakmayın siz rejimi koruma, cumhuriyeti kurtarma boş aldatmacalarına. Onlar koskocaman yalanlar olarak kaldı. Bu yüzden devlet mekanizmasını elinde tutanlar, hiçbir zaman demokrasiyi kabullenmediler. İnsanımızın demokratik bilinçlenmesini, bu yöndeki siyasi faaliyetlerini hazmedemediler. Çünkü çevrenin merkeze yaklaşması ile onların sömürü ve tahakküm alanları daralıyordu. Demokrasi her halükârda onların çıkarlarına ters işleyen bir düzendi. Bu yüzden hangi görüşte olurlarsa olsunlar tüm demokratik çıkışları, daha genel bir ifadeyle tüm farklı yaklaşımları daha doğmadan yok ettiler.

‘Yok ettiler’ dediysem bunu soyut bir ifade olarak anlamayınız. Bu memlekette İttihat ve Terakki döneminden başlayarak yakın zamanlara kadar cinayetler, katliamlar üzerine kurulu bir siyaset tarzının egemen kılınmasında bir beis görülmemiştir. 1800’lü yılların sonuna doğru Osmanlı, Manastır ve Selanik gibi İttihatçıların güçlü olduğu yerlere vali ve yüksek bürokrat bile atayamamıştır. Çünkü atanan herkes fütursuzca ve neredeyse gizlemeye bile gerek kalmadan öldürülüyordu. (Gece karanlığında cinayet işlemekten neredeyse zevk alan bu eli kanlı çeteler topluluğu, gündüz Abdulhamit’in istibdat’ından bahsediyorlardı utanmadan)

Son 30 yılda 17 bin faili meçhul cinayet olmuştur. Bunların çoğu söylemeye bile gerek yok ki, siyasi cinayetlerdir. Topal Osman’ın adamı Kayıkçı Yahya’ TKP’li Mustafa Suphi’yi öldürüp Karadeniz’in sularına gömdü. Muhalif çıkışı ile dikkat çeken Trabzon Mebusu Ali Şükrü, Ankara’da Papazın Bağı’nda, yine aynı koruma tarafından hunharca öldürüldü. Gerçi çok geçmeden O da acımasızca başkalarına kaçınılmaz kıldığı kaderin kurbanı oldu. Adnan Menderes ve Arkadaşlarının trajedisi, bütün bir ülkenin vicdanını derinden kanatan utanç dolu bir siyasi cinayet olarak tarihe geçti. Sabahattin Ali’den, Deniz Gezmiş’lere kadar sağdan soldan binlerce insanımız ne olduğu, ne düşündüğü belli olmayan bir zihniyetin şeytani emellerine kurban seçildiler. Dün İttihat ve Terakki’nin yaptıklarını her darbe ve darbelere hazırlık dönemlerinde onların uzantıları yapmaya devam etti. Onlar kimdi? Onlar yerine göre Milli Birlik komitecileri, yerine göre darbe kışkırtıcılığı yapan sözüm ona aydın milislerdi. Bu anlamda YÖN’cüler aydın milisler değildi de neydi? Bu konuları merak edenler Hasan Cemal’in ‘Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım’ kitabına bir baksınlar.

Aynı cinayet şebekesi, şimdi bir koldan PKK diğer koldan Ergenekon örgütlenmeleri ile benzer kanlı oyunlarını oynamak istemiyorlar mı? Birbiri ardına ortaya çıkan suikast ve darbe planlarına bakınız. Dün de Türkan Saylan ile Umut Oran’a ait olan bir telefon konuşması belgeleri ortaya çıktı. Olay tüyler ürpertici. Resmen Baykal’ı öldürme planları yapılıyor. Neredeyse sadece düğmeye basılması kalıyor o kadar. Peki, o tezgâhın içinde kimler var? Kimler olacak şu anda CHP parti meclisine giren ve Kılıçdaroğlu’nun en yakınında yer alan isimler. Vay Baykal’ın vay Kılıçdaroğlu’nun ve vay bu CHP’nin haline.

Ne demek istiyoruz? Cinayetlerin normal bir siyasi enstrümana dönüştüğü ülke normal bir ülke değildir. Bu ülke tam bir korkular imparatorluğudur. O imparatorluğun karanlık şövalyelerinden bazıları şimdi Kılıçdaroğlu’nun yanında, yakınında. Bakalım Kılıçdaroğlu bu şövalyelerle partisinde ve Türkiye’de korku imparatorluğunu nasıl çökertecek! Biraz ürkek de olsa Baykal’ın, Sav’ın gözlerine bakarak çekingen bir efelenmeyle öyle diyordu.

Bütün bunların tabanında baştan söylediğimiz gibi, devletin halkına karşı konumlanması vardır. Sağlıklı bir devlet algısına sahip olmadığınız sürece, ruhunuzu bağlayan bu kör düğümden kurtulamazsınız. Tıpkı Cindoruk gibi. Dün partisinin Balıkesir il kongresinde yine Ergenekon’u savunup durdu. Ona göre bütün bu yapılanlar yanlışmış. Ne yönde bir işleyiş olursa doğru olacak? Bazı insanların kutsanmış ayrıcalıklarına karışılmadığı, faili meçhullerin, darbelerin sürüp gittiği ortamlar ona göre iyi Türkiye. Konuşmasından, hatta partilileri azarlamasından bu anlaşılıyordu. Dikkat ediniz en azından son yedi yıldır faili meçhul kalmadı. Evet, olaylar oluyor ama onların hemen bütün failleri bulunuyor. Sivil veya asker ayrımı yapılmaksızın kötülük yapan herkesin üzerine gidiliyor. Bu da Cindoruk gibi bazılarını, anlaşılmaz şekilde (belki de çok anlaşılır şekilde) huzursuz ediyor.

Cindoruk, vatandaşın her şeyinin devlet tarafından belirlendiği, devletin amacı için sınır tanımadığı bir zihniyeti temsil ediyor. Kılıçdaroğlu, bakalım bu çizgiye ne kadar yaklaşacak, çizgiden ne kadar uzaklaşacak. ‘Yeni CHP’ diye 68 kuşağının ruhunun canlandırılacağı ifade ediliyor. Eğer öyleyse baştan bir tıkanıklık yaşanacak, düğüm çözümsüz kalacak demektir. Onlara göre Türkiye anlaşılmaz bir huzur ve ilerleme içinde. Anlaşılır cinayetler mi özleniyor yoksa? 

Bunların davaları nedir? Nasıl bir Türkiye tahayyülleri ve tasavvurları var? Yok! Bunların Türkiye’nin aklını, ruhunu, benliğini, inancını, güvenini, kardeşliğini kemirmekten, tüketmekten başka ne amaçları ne de görevleri var. Ne diyelim Allah ıslah etsin.       


 
20 Aralık 2010 - 00:04:31
 
 
Havadurumu
 

 
 Dolar
 
1.546
1.556
 
 Euro
2.025 2.040
 
 Sterlin
2.366 2.410
 
 Altın
68.91 69.24
 
 IMKB
65805  
 
 
Gazeteciler diplomatları 'yazmayın' diye uyaracak...
 
Gazeteci Sedat Ergin dünyadaki WikiLeaks depreminin ardından “Artık hiçbir şeyin gizli kalmayacağı varsayımıyla hareket ettiğimiz bir döneme gireceğiz, herkes adımını buna göre atacak” diyor. Ergin, ABD gibi bir süper gücün gizli yazışmalarının internete sızmasını ise, “Süper güçler çuvalladığı zaman yaptıkları hatanın büyüklüğü de o kadar büyük oluyor” sözleri ile değerlendiriyor.
 
 
 
 
  Ö. O.’ya, bir aile dostlarının kızının “bekaretini bozduğu ve tecavüz ettiği” iddiasıyla dava açıldı  
 
 
 
  Fenerbahçe Bayan Basketbol Takımı yıldızı Diana Taurasi'de doping testinde yasaklı madde tespit edildiği ortaya çıktı    
 
 
 
 
CHP lideri Kılıçdaroğlu kurultaydaki konuşmasında birçok vaadde bulundu. Siz bu vaadleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Hoşuma gitti. Destekliyor, iktidara gelirse yapacağına inanıyorum.
 
Bu kadar vaade ülkenin bütçesi yetmez. Hayalci buluyorum.
 
"YÖK'ün ve harçların kaldırılması" gibi güzel vaadlerde bulundu. Yapamasa da söylenmesi bile güzel.
 
Boş vaadlere karnımız tok. Kılıçdaroğlu iktidara gelemeyeceğini bildiği için bol keseden atıyor.
 
 
 
 
 
 
 
 



mospet

mostbet

Mostbet AZ
 
 
       
Kategoriler   HaBerTaraf HaBertaraf Yayın Hizmetleri
Sahibi ve Genel Müdürü Rıfat YÖRÜK
Genel Yayın Yönetmeni Mevlüt https://www.krufarhiv.com/ (Kurucu)

habertaraf.com'da yayınlanan tüm materyalin her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.


mostbet login  mostbet
 
 
Gündem Sağlık-Çevre Hakkımızda
Yazarlar Eğitim Künye
Güncel Bilim-Teknik Betwinner
Siyaset Kültür-Sanat Yayın İlkeleri
Dünya Mizah Yorum Kriterleri
Yurt Yaşam
Ekonomi-İş Medya  
Spor Magazin