DOLAR 1.555 - EURO 2.048 - ALTIN 69.13 - IMKB 63974
Salı 21 ARALIK 2010
BAHÇELİ: HERKES AYAĞINI DENK ALSIN Şahin: BDP Türkçe dili resmî görüyor 8 aylık hamile kadını vurdular TİSK: Ekonomi 2011'e rahatlamayla giriyor 2013'te hedef enflasyon yüzde 5 Assange ilk röportajında kin kustu "Askerler 28 Şubat'tan önce bana teşekkür etti" Borsa açılışta 63.951,78 puan Sınavda sahtecilikten 2 tutuklama Kenya'da bombalı saldırı: 3 ölü, 23 yaralı habertaraf.com
 
 
 
GnKur'un taraf olması darbe tehdidi midir?
 
 
 
 
Mustafa YOLCU
Çorum'un baklavası
 
 
 
Okur Temsilcisi
İlginç videolar
 
 
 
 
Mahmut Esat Bozkurt'un ölüm yıl dönümü
 
 
 
 
 
Star
Ahmet KEKEÇ
Size 87 yıldır zaman tanıyoruz
 
 
Bugün
Ahmet TAŞGETİREN
Umut ama kimin için?
 
 
Radikal
Akif BEKİ
Bir Türk, kaç Türk'e bedel?
 
 
Yeni Şafak
Ali BAYRAMOĞLU
Askere son söz ve toplumsal itiraz...
 
 
Milliyet
Can DÜNDAR
Ağca’yı kaçıracak olan subayın adını bildirdik
 
 
Radikal
Cüneyt ÖZDEMİR
Allahsızlığı yayma kürsüsü
 
 
Sabah
Erdal ŞAFAK
Kasket ve bere
 
 
Star
Ergun BABAHAN
Kılıçdaroğlu ile Baykal’ın 10 farkı
 
 
Star
Eser KARAKAŞ
CHP ve Genelkurmay
 
 
Yeni Şafak
Hakan ALBAYRAK
Hükümet, Genelkurmay'a bir şey demeyecek mi?
 
 
Vatan
Hasan Celal GÜZEL
Yeni CHP mi?
 
 
Zaman
İhsan DAĞI
Gizli güçler deşifre oldu
 
 
Posta
Mehmet Ali BİRAND
AKP izliyor, Öcalan politika üretiyor...
 
 
Zaman
Mümtaz'er TÜRKÖNE
CHP'de umut var mı?
 
 
Akşam
Nagehan ALÇI
32 yıl sonra aynı cüret!
 
 
Sabah
Nazlı ILICAK
AK Parti sandığa şanslı gidiyor
 
 
Akşam
Oray EĞİN
Şahsi Ankara Kurultay günlüğüm
 
 
Yeni Akit
Serdar ARSEVEN
Vur... “Ökkeş” ise!..
 
 
 
 
Aliya RAHTE
 
Can DÜNDAR
 
Ayhan BİLGEN
 
Cüneyt ÖZDEMİR
 
Doç.Dr.Mustafa TEKİN
 
 
 
İmdat! Çiller siyasete dönüyor! (2)

Kürşat BUMİN
[email protected]
 
 
Tarhan Erdem'in "Çiller'in dönüşü"nü değerlendirdiği satırları çok yerindeydi doğrusu: "Sayın Cindoruk'un bir soruya verdiği cevabı okuyunca dilim tutuluyordu: 'Tansu Çiller'in adaylığı benim için yakın bir ihtimal.' (...) Ne yazayım şaşırıyorum! (...) Ekonomi, enflasyon, bankalar, olağanüstü hal başlıkları şöyle bir hatırlandığında, Çiller'in parti başkanı olarak kabul edilebilmesi için, insanın bugünlerden ne kadar uzaklarda bulunması gerekir dersiniz?"

Dünkü yazıda hatırlatmış: Çiller'in DP'nin başına geçmesi artık bir "ihtimal" olmaktan çıkmış durumda. Çiller'in başkanlık için öne sürdüğü üç koşulun da karşılandığı söyleniyor.

Hatta öyle ki, eski bakan ve DYP milletvekili Hasan Ekinci, söz konusu "ihtimal"in artık bir zaruret haline geldiğini şu veciz sözlerle ifade ediyor: "Tansu Hanım bir odak haline geldi, bu işten kaçmak kolay değil. Bu bir mecburiyet oldu artık."(!)

Ben kendi payıma, Çiller'in siyasete dönüşünün doğuracağı tek olumlu gelişmeyi -yine dünkü yazımda- şöyle değerlendirmiştim.: "Hatta, hafızalardan neredeyse silinmiş, unutulmuş olan Çiller'in siyasete dönüşü memleketin geleceği açısından yararlı da olabilir. 'Siyaset' ortada güreşmeyi gerektirdiğinden, kendisine 'Bodrum geceleri' dışında da soru yöneltecekler, siyasi anlamda hesap soracaklar çıkacaktır mutlaka."

DP'nin süren gelen sıkıntıları ve bunu Çiller ile aşmak istemesi, aslında, "geleneksel Türk sağı"nın bugün nasıl hepten "umutsuz" bir durumda olduğunu iyi anlatıyor. Bu siyasi cenah artık kesin kes "umutsuz"dur çünkü siyaset sahnesinde bugüne kadar üstlendikleri rol-işlev son bulmuştur. Bu sağ siyasi geleneğin 2002'den bu yana iktidar olan –ve bu gidişle yerinden kımıldayacak gibi görünen- AK Parti karşısında sarılacağı bir politika yoktur. Bu çerçevede -o da belki- "laik bir sağ siyaset" yolu denenebilir. Ama ne yazık ki "sağ"da bunun da artık "alıcısı" kalmamıştır.

Demek ki, yıllardır -bizde yanlış olarak- tekrarlayan "merkez sağ partiler" kalıbı AK Parti ile birlikte gününü doldurmuştur. Bugün kendisine bir varlık nedeni bulabilecek tek "sağ" politika -ve parti- "aşırı sağ"dan ibarettir. Ama -biliyorsunuz- burası da tutulmuştur... "Aşırı sağ"ın dünyada olduğu gibi Türkiye'de de hâlâ bir varlık nedeni vardır, çünkü bu siyasi oluşumlar yeni demokrasinin gelişimi ile çeşitlenen hak taleplerinden beslenmektedir. "Destekleyerek" değil, "karşı çıkarak" tabii ki... Ama sonuç olarak bunu da abartmamak gerekir, çünkü "aşırı sağ"ın gücü ve etkisi -ortaya çok büyük toplumsal depremler çıkmadıkça- tepkisel olduğu için sınırlı kalacak, giderek düşük bir çizgide kireçlenip duracaktır.

Sözün burasında "Ne yani AK Parti sağ bir parti değil mi?" itirazlarını duyar gibiyim. Bu sorunun cevabını sizin gibi ben de –ya da benim gibi siz de- biliyorsunuz. AK Parti tabii ki, genel sınıflamada -ya da "literatürde" diyelim!- "sağ" bir partidir. "Muhafazakar demokrat", ama ciddi muhafazakar ve yarı-gönüllü demokrat bir parti... Ancak AK Parti'nin oluşumu –çekinmeden bu oluşum sürecini hiç değilse Milli Selamet Partisi'nden başlatabiliriz- "Türk sağı"nda şu yepyeni sıçramayı gerçekleştirmiştir: Toplumun başta dini olmak üzere temel hassasiyetlerine sadece "araçsal" açıdan bakan, yani onları "kullanan" geleneksel sağ partilerin tasfiyesi.

Demek ki, "ideolojik" alanla sınırlı kalarak söyleyecek olursak, -ekonomi alanındaki büyüme, sağlık vs gibi hizmetlerdeki iyileşmeler bir yana- AK Parti gibi muhafazakar-demokrat-sağcı bir parti iş başındayken, bundan böyle geleneksel "merkez sağ" partilerin Türkiye siyasi hayatında varlık nedenleri kalmamıştır.

Yanlış anlaşılmasın: Tabii ki Türkiye'nin "siyasi yelpazesi" de iktidara ciddi olarak aday tek bir parti ile yetinemez. (Çünkü o takdirde bunun adı "yelpaze" olmaz!) Ama bu yönde bir gelişim -söylemeye gerek yok ama yine de- hiç kuşkusuz batı demokrasilerinde karşılaştığımız gibi hiç değilse sağ-sol olarak sınıflanmış iki büyük siyasi partinin varlığını gerektirir.

Yani sözün kısası, "siyasi yelpaze"nin "sağ"ının oluşumunda süreç tamamlanmıştır. Dolayısıyla DP ya da bir başkasının veya Çiller ya da bir başkasının iktidar olmak için yetki istemeye gideceği bir sağ seçmen topluluğu kalmamıştır artık.

Düşünebiliyor musunuz: (Cumhurbaşkanı Gül'ün sözleriyle) "farklılıklarımızı bir zenginlik olarak görmeye başladığımız" bir dönemde Çiller bir siyasi partinin genel başkanı ve bu "farklılıkları" değerlendiriyor!

Düşünebiliyor musunuz: BDP'nin Güneydoğu'da şirket adlarını, tabelaları, köy adlarını, mönüleri "iki dilli" yapmaya hazırlandığı bir dönemde, Çiller, bir siyasi parti genel başkanı!

Ne diyeceğini merak eden bulunur mu acaba Türkiye'de?

 
19 Aralık 2010 - 09:36:39
 
 
Havadurumu
 

 
 Dolar
 
1.545
1.555
 
 Euro
2.033 2.048
 
 Sterlin
2.380 2.440
 
 Altın
68.80 69.13
 
 IMKB
63974  
 
 
'Fethullah Gülen bilgedir, saygıyla selamlıyorum'...
 
CHP'deki değişimin en açık kanıtı, Parti Meclisi'ne seçilen 41 yaşındaki ilahiyatçı Dr. Muhammet Çakmak... Elazığlı Halidi Nakşibendi şeyhi Halit Hoca'nın torunu Çakmak'ı, CHP'nin beyin fırtınası toplantılarında tanıdık. Gürsel Tekin'in deyimiyle 'CHP'lileri dayak yemişe çeviren' ilahiyatçı Çakmak, 'Gülen'in de Türkiye'de bir fenomen olduğu' görüşünde
 
 
 
 
  SP Lideri Necmettin Erbakan, 28 Şubat öncesi askerlerin kendisine teşekkür ziyaretinde bulunduğunu söyledi.  
 
 
 
  Google, önümüzdeki yıl piyasaya süreceği diz üstü bilgisayarlarda yazının tamamını büyük harfle yazmayı sağlayan “Caps Lock” tuşunu kaldırınca yeni bir tartışma başladı    
 
 
 
 
Dünyanın gündemine oturan WikiLeaks hakkındaki kanaatiniz nedir?
 
Örnek bir gazetecilik yapan, korkusuz bir site.
 
WikiLeaks, ABD, İngiltere ve İsrail'in yürüttüğü yıldırma stratejisine alet oluyor.
 
Dünyada artık hiçbir şey gizli kalmıyor. Herkes şeffaf olmalı. WikiLeaks bu açıdan iyi bir iş başardı.
 
Bu belgeler İslam coğrafyasını birbirine düşürüp parçalamak için yayınlanıyor.
 
 
 
 
 
 
 
 



mospet

mostbet

Mostbet AZ
 
 
       
Kategoriler   HaBerTaraf HaBertaraf Yayın Hizmetleri
Sahibi ve Genel Müdürü Rıfat YÖRÜK
Genel Yayın Yönetmeni Mevlüt (Kurucu)

habertaraf.com'da yayınlanan tüm materyalin her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.


mostbet login  mostbet
 
 
Gündem Sağlık-Çevre Hakkımızda
Yazarlar Eğitim Künye
Güncel Bilim-Teknik
Siyaset Kültür-Sanat Yayın İlkeleri
Dünya Mizah Yorum Kriterleri
Yurt Yaşam
Ekonomi-İş Medya  
Spor Magazin