|
|
 |
Artık kan konuşmasın
Selahattin ETEM
|
|
Başlık Bejan Maturun bir yazısından alınma.Bu ülkede artık kan konuşmamalı. Biz konuşmalıyız artık, zamanı geldi geçiyor bile.Birbirimize tahammül ederek, istiklal mahkemelerini yeniden kurmadan, İskilipli Atıf Hocayı asmadan,medreseleri ve tekkeleri kapatmadan, imamlarımızı sadece beş vakit camiye kapatıp herhangi bir görüş bildirmelerini engellemeden. Cesurca terörün üstüne giderek, bir takım korkulardan arınarak, terörle mücadelede; imamlarımızı, kuran kurslarımızı, içimizdeki dini toplum önderlerini hor görmeden, onlara eziyet etmeden onları sürgüne(Bediüzzaman Saidi Nursi) göndermeden devlet ve toplum düşmanı olarak göstermeden onlardan faydalanmalıyız.
Burada devlete çok iş düşüyor terör bölgesi olarak adledilen bölgenin dışındada tüm Türkiyede imamlarımızın ve dini toplum önderlerinin önünü açmalı, camileri sadce ibadet yapılan yerler olmaktan çıkarıp, birer eğitim ve kültür merkezi haline getirmeli.Diyanet işleri başkanlığı özerk bir yapıya kavuşturulup, dini faaliyetlerde cemaatlerin önü açılmalı.Devlet din işlerinden tamamen elini çekmeli.Eğer özetle değindiğimiz bu uygulamalar cumhuriyetle birlikte yapılmış olsaydı bugün bu ülkenin, bu devletin (bu devlet TÜRKİYR CUMHURİYETİ DEVLETİDİR başka herhangi bir argüman kabul edilemez)bu ülkenin çocuklarının terör diye bir meselesi olmayacaktı ve bu ülkenin çocukları bu ülkeyi muasır medeniyetler seviyesine çekmiş olacaktı.
Tabiki burada sistemin kendini koruma adına mutlak suretle milli duyguları şahlandıracak bir düşmana ihtiyacı vardı ve sistem bu milli düşmanı dış güçlerinde etkisiyle (başta israil ve almanya olmak üzere)kendi içinden çıkarıp sahneye sürdü ve her iki tarafıda dini duygulardan uzaklaştırıp içi boş bir milli duygu rüzgarıyla harekete geçirdi.Daha sonra dinler arası diyalog diye ucube bir yaklaşımla doğu ve güneydoğuda çok hızlı misyonerlik faaliyetleri başlatarak burada yetişen yeni nesil gençliği din değiştirmezlersede en azından müslüman olmasınlar,ateist olsunlar mantığıyla yetiştirip terör belasının üstünde kaynadığı ateşe daha çok odun attılar.Bütün bunlar olurken bu ülkenin çocuklarından bazıları istiklal marşından nefret eder oldular.Oysaki biz istiklal marşımızın kırk bir mısrasını ne anlama geldiğini neden ve niçin yazıldığını çocuklarımıza anlatabilseydik bugün gelinen bu noktada ne bu ülkede kan konuşur olacaktı nede bu ülkenim milyar dolarları çöpe gitmiş olacaktı.Aslına bakarsanız bu ülkede terörün fitili yeni değil Tanzimat Fermanıyla ateşlenmiştir ve o günden bu güne sürekli olarak bu ülkede Dantenin cehenemini hak edecek şahıslar yetiştirilip piyasaya sürülmüştür.
Bastığın yerleri 'toprak' diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.
Verme, dünyâları alsan da bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.
Rûhumun senden İlahî, şudur ancak emeli:
Değmesin ma' bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!
Bu ezanlar-ki şehâdetleri dinin temeli-
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.
Ya yukarıdaki mısralarda yazdığı gibi bu cennet vatan uğruna gerekeni yapıp birbirimize ve Allahın ipine sıkıca sarılıp bu cehennemden kurtulacağız.Yada Dantenin ceheneminde en dip köşeyi boylayacağız.
YAYINLANMASINI İSTEDİĞİNİZ GÜNDEME İLİŞKİN YA DA GÜNDEM DIŞI YAZILARINIZI [email protected] ADRESİNE GÖNDEREBİLİRSİNİZ...
|
|
22 Kasım 2010 - 00:01:29 |
|
|

Dolar |
|
|
1.459
|
1.469
|
|
Euro |
|
|
1.976 |
1.991 |
|
Sterlin |
|
|
2.307 |
2.350 |
|
Altın |
|
|
63.81 |
64.36 |
|
IMKB |
|
|
67279 |
|
|