MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, terör örgütü mensuplarınca İstanbul Başakşenir'de bulunan Velibaba Cemevi'ne yapılan saldırıyı kınadı. Bahçeli, bu olayla ülkenin vahim bir ortama çekilmeyi çalışıldığına dikkat çekerek, buna karşı dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.
Bahçeli, TBMM'de partisinin grup konuşmasına cemevine yapılan saldırı olayı ile başladı. Bahçeli, şunları söyledi: "Cemevinin dışında asılı olan Türk bayrağını tahrik unsuru sayarak taş ve sopalarla içeride bulunan kardeşlerimiz hedef alınmıştır. Canice yapılan bu eylemin gerekçesi olarak da bayrağımızın işaret edilmesi, ülkemizin içine sürüklendiği vahim ortamı göstermesi bakımından ibretlik olmuştur. Bölücülerin artık her milli değerden tahrik olmaları ve şiddete başvurmaları üzerine AKP hükümeti şapkasını önüne koşup mutlaka düşnmelidir."
"İftira atanlar ihanet girişimlerinin hesabını vermeli"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP'nin kandan, karışıklıktan ve kavgadan beslenen ve bunların artmasını isteyen bir çarpık anlayışa hiçbir zaman sahip olmadığını vurgulayarak, "Terörün ekmeğimiz ve suyumuz olduğuna dönük hayasızca iftira atanlar, önce ekmeğini yediği, suyunu içtiği Türk vatanına ve Türk milletine yönelik ihanet girişimlerinin hesabını vermelidirler ve sonra da yüzleri kalırsa bize laf yetiştirmeye çalışmalıdırlar" dedi.
Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, 2010 yılında millet için adeta kader haline gelen ''yoksulluk, işsizlik, açlık ve sefaletin'' katlanılamaz boyutlara ulaşarak sürdüğünü savundu.
2010 yılında ''yolsuzluk, vurgun ve talanın hız kazanarak sürdüğünü, kanunsuzluk ve asayişsizliğin çığ gibi büyüdüğünü, Türkiye'nin hukuksuzlukların ve ahlaksızlıkların diyarı haline geldiğini'' ileri süren Bahçeli, ''Gerçekten de Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının yaşattığı hayal kırıklıklarına ve tahribatlara koca bir yıl daha eklenmiş bulunmaktadır'' dedi.
''Türk'ü küçülten, hakir gören, şerefli mazisini lekeleyen, saklı kalmış kinlerini kusmak için fırsat kollayan kim varsa iktidarın pusulası bozuk bölücülük gemisine bindiğini ve Başbakan Erdoğan'ın kaptanlığıyla hızla mesafe almaya başladığını'' öne süren Bahçeli, şunları kaydetti:
''Dağdaki cani AKP ile birlikte umutlanmış, Türkiye'yi ortadan ikiye ayırmak için uygun zamanı bekleyenler, bu iktidarla heyecanlanmıştır. Terörist elebaşısı, Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığında huzura ermiş, Mondros Mütarekesi'nden 92 yıl sonra zımnen imzalanan İmralı Mütarekesi'yle devlet bu defada teröre boyun eğmiştir. İnsaf, izan, merhamet ve milli duygulardan nasibini almamış olan AKP zihniyeti; deyim yerindeyse İmralı sahillerine beyaz bayrakla çıkarak, milletimizin haysiyetini iki paralık etmiştir.
Eli kanlı katilin yattığı yerden taşeron örgütünü yönetmesine müsamaha gösterilmiş, avukatları aracılığıyla ve AKP'nin görevlendirdiği kimliği meçhul kişiler vasıtasıyla dağdaki ve şehirdeki uzantılarına mesajlar ve hain projeler ulaştırılmıştır. Egemenlik haklarına sahip Türk Devleti, kendi cezaevinde yatan bir mahkumun tehditlerine maruz kalmış, ancak hükümet bunu üstüne almayarak her defasında topu devlete atmıştır. Biz İmralı canavarıyla yapılan görüşmeleri deşifre ettiğimizde, öfke nöbetlerine kapılan Başbakan bizi 'şerefsizlikle' itham ederek bu iddiamızı reddetmişti. Ancak bugün kimin şerefli, kimin şerefsiz olduğu artık ayan beyan ortaya çıkmış ve muhataplarının alnına nesillerinden bile çıkmayacak kara bir leke olarak kazınmıştır.''
''YÜCE DİVAN ARTIK KAÇINILMAZDIR''-
''AK Parti ile birlikte çirkefliğin adı dik duruş, ikiyüzlülüğün adı bariyerleri yıkmak, tavizin adı tabuları kırmak ve sırnaşmanın adı ise ezberleri bozmak olmuştur'' diyen Bahçeli, ''demokratik açılım denilen yıkım projesinin'' Türkiye'yi sonunda ''uçurumun kenarına kadar getirdiğini'' ifade etti.
''Damat Ferit kabinelerinin içişleri bakanlarını aratmayan bir zihniyete sahip ilgili koordinatör bakanın, geçen yıl açılım sürecinin iki somut sonucunun gerçekleşeceğinden bahsettiğini'' anımsatan Bahçeli, ''Bunlardan birincisi terörün sonlandırılması ya da minimum seviyeye indirilmesi; diğeri de demokrasi standartlarının yükseltilmesidir. Ne var ki bugün geldiğimiz bu aşamada, bölücü terör, devletle pazarlık yapar hale gelmiş ve demokrasi zedelenmiştir'' dedi. Bahçeli, şunları söyledi:
''Partimizi zan ve töhmet altında bırakarak 'terör biterse MHP de biter, ekmeği suyu bu' diye nitelendiren çürümüş zihniyetlere diyebileceğim şimdilik şudur: MHP, kandan, karışıklıktan ve kavgadan beslenen ve bunların artmasını isteyen bir çarpık anlayışa hiçbir zaman sahip olmamıştır. Aksine iftiraları atanlar mahşeri vicdanda mahkum olacaklar ve yalpalayıp düşmekten başka bir sonları olmayacaktır. Sözümüz kardeşliğe, birliğe ve dirliğe yöneliktir, amacımız Türk milletinin bağımsız yaşaması, huzurlu olması ve sonsuza kadar son vatanında var olmasıdır. Bunun hilafına, bize gıybette bulunanlar müfteridir ve kötü niyetlerine esir olanlardır. Bizim ekmeğimiz de suyumuz da Türk'tür, Türkçe'dir, Türk tarihidir ve Türk milletine ait olan her değerdir. Bunu dışında, terörün ekmeğimiz ve suyumuz olduğuna dönük hayasızca iftira atanlar; önce ekmeğini yediği, suyunu içtiği Türk vatanına ve Türk milletine yönelik ihanet girişimlerinin hesabını vermelidirler ve sonra da yüzleri kalırsa bize laf yetiştirmeye çalışmalıdırlar. PKK açılımının koordinatörlüğü ve en hararetli militanlığını yapan bu şahsın da Yüce Divan'a gitmesi artık kaçınılmazdır.''
Bahçeli'den Atalay'a istifa çağrısı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İçişleri Bakanı'nın istifa etmesini ya da görevden alınmasını istedi.
Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, ''demokratik özerk Kürdistan zırvasının yalnızca bir avuç kendini bilmezin çalışması ya da hazırladığı taslak olmadığını'' ifade ederek, ''Şüphesiz sütre gerisinde AKP hükümeti bulunmaktadır'' diye konuştu. Bahçeli, şunları kaydetti:
''Egemen Türk devletinin cezaevinde yatan müebbet ceza almış bölücü bir mahkum, eğer Türkiye'nin bölünmesine ve ayrılmasına dönük projelerini, fikirlerini dışarıdaki yandaşlarına, terör örgütüne ve taraftarlarına ulaştırabiliyorsa burada aklımıza iki şey gelmektedir: Ya muazzam bir güvenlik ve kontrol zafiyeti vardır ve bundan faydalanan İmralı canavarı dışarıyı yönlendirmektedir ya da çok ciddi bir hükümet operasyonu vardır ve terör örgütü elebaşısı suflörlük yapmaktadır. Zira aklımıza başkaca üçüncü bir şık gelmemektedir. İmralı'dan hain projelerin dışarıya çıkmasına müsamaha gösteriliyorsa, devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü beka düzeyinde tehlikelere atılıyorsa, o zaman AKP hükümetinin Türkiye Cumhuriyeti'ni bildirimsiz feshetmek gibi bir niyeti olduğu ortaya çıkacaktır.''
Başbakan Erdoğan'ın ''Ülkemiz üzerinde ameliyat yaptırtmam'' dediğini anımsatan Bahçeli, ''Esasen cerrah olarak eline körleştirdiği demokrasi bıçağı ile paslandırdığı özgürlük neşterini almış ve Türk'e dair ne varsa kesmiş ve kanatmıştır'' dedi.
Türkiye'de ''bir Kürt sorunu değil, terör ve bölücülük sorunu olduğunu'' ifade eden Bahçeli, ''Esas itibarıyla Kürt sorunu demek bir yönüyle, Türk milletini oluşturan bir kısım vatandaşlarımızın sorun olduklarını ikrar anlamına gelecektir'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın ''Kürtçülüğe karşı olduğu kadar, Türkçülüğe da karşı olduğu'' yönündeki sözlerini de hatırlatan Bahçeli, şunları söyledi:
''Recep Tayyip Erdoğan'a hatırlatmak isterim ki karşı olduğun Türkçülük hiçbir zaman bölücü ve ayırıcı bir yanlışa düşmemiştir. Kan dökmek ve bölünmek için dağlara çıkmamıştır. Irkçılıktan uzak kalmış, birleştirici ve bütünleştiricilikten ödün vermemiştir. Zaten farklı bir durum olsaydı, emin ol ki sen bugün Başbakan olamazdın. Sen Türkçülüğün Esasları'nı yazan rahmetli Ziya Gökalp'ın şiirini okuduğundan dolayı kısa süreli cezaevine girdin. Sonra da bu mağduriyeti siyasi hayatın boyunca hep kullandın. İstismar ettin, Türklükle ilgili her değeri fütursuzca karşına aldın. Bu büyük milletin isminin Türk olduğunu hep ihmal ettin, görmezden geldin. Şimdi de Türkçülükle, Kürtçülüğü karşı karşıya getirmek amacıyla yeni bir oyun oynamak için harekete geçtin. Acaba aklının bir köşesinde Türklerle Kürtlerin çatışması için bir niyet mi taşıyorsun?''
-SEKİZ ANA HUSUS-
Bahçeli, ''Başbakan'ın dürüstlük ve samimiyet sınavından geçmesi için sekiz ana hususu yerine getirmesi'' gerektiğini ifade ederek, bunları şöyle sıraladı:
''Milli devlet olarak üniter siyasi yapıda kurulmuş Cumhuriyetin temellerinin hiçbir şekilde sulandırılamayacağı ve Anayasa'nın ilk üç maddesinde ifadesini bulan ilkelere sadık kalınacağı tereddüte ve farklı yorumlara mahal bırakmayacak şekilde Başbakan tarafından ortaya konulmalıdır.
Başbakan, Türk milletini 36 etnik grup olarak tasnif etmekten ve Türkiyelilik kavramının Türk milli kimliği yerine geçmesi ısrarından artık vazgeçmek durumundadır.
Türkçenin sadece resmi dil değil, aynı zamanda eğitim dili olduğunu, bu nedenle Türkçeden başka ikinci dil isteklerinin Türk Milli Eğitim sistemi içine sokulmasının kabul edilemeyeceğini açıkça söylemelidir.
Seçimler sonrası yeni Anayasa ile PKK'nın milli kimlik, dil ve yönetim taleplerinin karşılanmayacağını şimdiden ilan etmelidir.
İmralı ile yürütülen pazarlık ve müzakere sürecini derhal kesmeli, terörist başının İmralı'dan örgütü yönetmesi önlenmelidir.
Başlattığı PKK açılımının tarihi bir hata olduğunu anlayarak bunu sonlandırmalıdır.
Barzani ve Talabani'nin peşinden sürüklenerek bunlara Türkiye'nin sorunları hakkında bilirkişi ve arabulucu gibi söz söyleme imkanı vermekten vazgeçmelidir.
Terörle etkili mücadele için siyasi kararlılık sergilemelidir.
1 Ağustos 2009'da Polis Akademisi'nde Türkiye için en uygun bölünme modellerini tartışmaya açan ve bu süreci bölünme eşiğine kadar getiren PKK açılımı sürecinin koordinatörü İçişleri Bakanının da bulunduğu makamda bir gün dahi durmayarak hemen istifa etmesi ya da görevinden alınması gerekmektedir.''
-''CHP AÇIKLAMALARI SORU İŞARETLERİNİ GİDERMİYOR''-
Hain tahrikler ve girişimler karşısında CHP'nin ''sessiz ve tepkisiz kalmasının endişe verici olduğunu'' açıkladıklarını belirten Bahçeli, CHP Genel Başkanı'nın gecikmeli olarak yaptığı ve sadece dil konusu ve Belçika örneği üzerinde durduğu açıklamasının da soru işaretlerini gidermeye yetmeyeceği söyledi.
AA
Alakalı Konular:
Bahçeli: Cemevi saldırısı canice
|