|
|
Basın İlan Kurumu küllerinden doğuyor |
|
|
Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, Marketing Türkiye dergisine konuk oldu. |
|
RÖPORTAJ: Günseli Özen Ocakoğlu / Marketing Türkiye Dergisi Genel Yayın Yönetmeni
Bir süre önce Genel Müdür koltuğuna Mehmet Atalay’ın oturmasıyla çok şey değişti Basın İlan Kurumu’nda… Yeni logo, yeni misyon, yeni vizyon ve yeni sorumluluk alanları derken pek çok konuda kendini yenilemeyi ve basında mevcut sorunları çözmeyi amaçlayan kurum, tüm iletişim platformlarında “tarafsız” kimliğiyle hizmet vererek yeni roller üstlenmeyi hedefliyor. 1 milyar dolar civarındaki kamu ilan ve reklam pastasını büyütmeyi, oluşturacağı yeni ve güvenilir bir sistemle tiraj denetimini tamamen kontrolü altına almayı, “Medya Eleştiri Merkezi” adı altında yeni bir birim oluşturmayı da gelecek planlarına dahil eden kurumun en çarpıcı önerisi ise Başbakanlık Basın-Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü, RTÜK ve Basın İlan Kurumu’nu çatısı altında toplayacak ‘İletişim Bakanlığı’nın kurulması…
Basın İlan Kurumu’nun başına gelmenizle beraber kurumda pek çok şey değişmeye başladı. Ama isterseniz ilk olarak düzenlediğiniz amblem ve 50. yıl logo tasarım yarışmasından bahsedelim…
Yazılı ve görsel iletişim ağının baş döndürücü bir hızla gelişim gösterdiği teknoloji asrında, Basın İlan Kurumu’nu çağdaş bir yörüngeye oturtmayı amaçlıyoruz. Logomuzun da ihtiyacı karşılayamadığı ve yenilenmesi gerektiğinizi düşünüyoruz. Yeni vizyonumuz paralelinde kurumumuz tarafından hâlihazırda kullanılan amblemin değiştirilmesini ve önümüzdeki yılın kurumumuzun 50. kuruluş yıldönümü olması sebebiyle özel bir 50. yıl logosu hazırlatmayı arzuluyoruz. Yeniçağın dinamiklerine ve bizim de yüklendiğimiz yeni misyonumuza uygun, dışarıya gülücükler saçan, kucaklayıcı bir görüntü veren sıcak bir logomuz olsun istedik. Bu amaçla da “Amblem ve 50. Yıl Logo Tasarım Yarışması” yapıyoruz.
“Yeni misyona uygun sıcak bir logo olsun” istiyorsunuz. Peki, yeni misyondan biraz bahseder misiniz?
Basın İlan Kurumu gazetecilerin ve gazetelerin çok ilgilendiği bir kurum değildi. Gazetecilerin ilgilendiği tarafı aldıkları kredi. Onun dışında gazete sahipleri ve medya bizi ilan alıp veren, ilanları düzenleyen bir kuruluş olarak biliyor. Hâlbuki biz bunun ötesinde bir kuruluş olduğumuza inanıyoruz. Yeni misyonumuz: İftira ve şantaj haberciliğinden uzak, fikir üreten, geliştiren, düzenleyen, denetleyen, donanımlı insanlara hizmet verebilen güçlü ve bağımsız bir medya oluşturmak. Anadolu’nun en ücra köşesinde insanları bilgilendirme amacıyla yola çıkan bir gazete de bizim için çok değerli. İyi niyetli, amacı insanları bilgilendirmek ya da bir olayı duyurmak olan ve kendi görüşünü paylaşan her şey bizim için kıymetli ve desteklemeye değer. Bunu yapanların yanında olmalıyız ve desteklemeliyiz. Türk basını 4 milyon 800 binlik bir tirajla bir yere varamaz. İnsanların gerçekten haberlerini güvenerek okuduğu, itibar ettiği güçlü ve tirajlarının da çok yüksek olduğu bir medya yaratmayı arzu ediyoruz. 70 milyonu aşmış olan nüfusumuzla 30 ya da 40 milyon civarındaki tiraj rakamlarına neden ulaşmayalım? Bunu sorgulamamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu açıdan da hem denetleyen hem destekleyen hem yol açan hem sponsor ve kaynaklar bulan, reklamın önemini anlatan öte yandan reklamcıyla reklamvereni buluşturan bir kuruluş olmak istiyoruz.

Nasıl bir konumlamayla bunu yapacaksınız?
Yazılı basının RTÜK’ü hatta RTÜK’ün de ötesinde bir kurum olmamız gerektiğini düşünüyoruz. Okuma ve yazma oranını geliştirmek için gazetelerin ve gazetecilerin görevinin çok fazla olduğunu görüyoruz. Bu sebeple de Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği yapmak, uygun bir gazete formatı oluşturmak, öğrencileri daha öğrenciyken gazete okumaya teşvik edecek girişimlerde bulunmak, yani bütün bakanlıklar ile bu planları paylaşmak, belediyelerle, kamu kurum ve kuruluşlarıyla işbirliği yapmalıyız. Bunun yanında gazeteciler, sivil toplum örgütleri ve cemiyetlerle el ele çalışan çok aktif bir kurum olmak da hedeflerimiz arasında. Basın İlan Kurumu’nun 12 ilde şubesi vardı. Biz yedi ilde daha şube açtık ve sayı 19’a ulaştı. Bunların sayısını daha da çoğaltacağız.
Statükoyla belirlenmiş sınırlar içerisinde bir yönetim değil, günümüzün ve güncelin gerektirdiği yönetimi hayata geçireceksiniz. Öyle değil mi?
Artık internet, bilgi ve iletişim çağındayız. Bir düğmeyle herkes her yere ulaşabildiğine göre, bize de herkes ulaşabilmeli. Sistemimizi açabilmeliyiz. Elektronik ortamda da ilanları verebilmeliyiz. Güzel sayfalara siyah-beyaz, hiçbir şekli ve şemali olmayan estetikten uzak ilan metinleri veriliyor. Oysa mizanpaj, grafik çalışmaları yapılabilir, ilanlara şekil verilebilir. İlan yollanan gazetelere olmazsa olmaz unsurlar belirterek ilanlara şekil verilmesi sağlanabilir.

Pek çok şeyin kaderini değiştiriyorsunuz. Farkında mısınız?
Kamu ilan ve reklam pastası 1 milyar dolar civarında. Bu pastayı iyi şekilde yönetmek, kullanmak ve değerlendirmek hem kamunun lehine hem de alıcının yararına olacak. En büyük avantajlarımızdan biri Bülent Arınç gibi Hükümet’i etkileme gücüne sahip, TBMM Başkanlığı yapmış bir ismin basından ve medyadan sorumlu olması. Onun başkanlığındaki bu çalışmaları Basın, Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’yle, RTÜK, Anadolu Ajansı ve sivil toplum örgütleriyle yürütürsek basının köklü sorunlarını çözebileceğimize inanıyoruz. Günümüzde fikir özgürlüğü neticesinde hapis yatan gazetecileri görüyoruz. Basında özgürlüğün önünü açamazsanız, ülke olarak bir yerlere gelemezsiniz. Fikir özgürlüğüne ilişkin de kanuni değişiklikler gerekiyor. Basın Kanunu ve gazeteci ceza yasalarında değişiklikler de şart. Sarı basın kartının daha işlevsel olabilmesi için çalışmalar yapılması lazım. Öte yandan internet medyasının hukuki bir dayanağı yok. Bu alanda kuralların belirlenmesi için çalışmalar yapılmalı. Yerel televizyonlar kamu desteği alamıyor. Onlar için de gerekli düzenlemelerin hayata geçirilmesi önemli. Bugün için fikir işçilerinin durumu hazin, her geçen gün maaşları küçülüyor. Belli gazetecilerin; yüksek transferler ve maaşlar alan, yalılarda oturan gazetecilerin dışında, Türkiye’de fikir işçiliği yapan veya gazete ya da televizyonlarda eleman olarak çalışan insanların durumları çok kötü. Bunlara yönelik de çeşitli çalışmaların yapılması gerektiğine inanıyoruz. Basın İlanı Kurumu olarak bunların hepsinde yer alacağız. Çözümünde gecikme yaşandığını düşündüğümüz konularla ilgili hızla çözüm üreteceğiz. Bunu sağlayabilirsek, birçok şey düzelecek çünkü basının bütün mekanizmayı harekete geçirecek bir gücü var.
Peki, bu sözünü ettiğiniz konularda önünüze çıkan en temel engeller neler?
Biz geliştirmek için varız. Sansürcü değiliz ve hiçbir zaman da olmayacağız. Sansüre uğrayan hangi gazete olursa olsun, hangi konuda sıkıntı yaşarlarsa, en ücra köşedeki gazete dahil yanlarında olacağız. Bununla beraber kamu tarafında reklam kültürü çok gelişmemiş durumda. Şirketlerle toplantı yapacağız. Daha önce “Türk Sporu Sponsoruyla Buluşuyor” gibi bir etkinlik düzenlemiştik. İşte bu etkinliğe benzer olarak reklam verecek ve reklam alacak firmaları bir araya getireceğiz. Bu toplantılarda reklamın önemini anlatacağız. “Reklam verirseniz, bütçeniz büyür” diyeceğiz. Amacımız da gazetelerin, televizyonların, internet medyasının güçlenmesi ve böylece daha iyi habercilik yapabilmesi. Van’daki bir gazetenin dahi ihtiyaçlarını karşılayabilmek gerekiyor.
Meselelere sadece Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü olarak değil, temelden başlayarak, gazetenin gücünü ortaya koyarak ekonomik çarkların çevrilebileceğini düşünüyorsunuz ki, bu adeta bir paradigma değişimi…
Basın olmadan hiçbir şey olmuyor. Basına verilen önem belli. Bir yazı, küçük bir haber çok şeyi değiştirebiliyor. Yazıldıktan sonra da bunu savunmaya geçiyor, ya çözüyor ya da öyle olmadığını anlatmak zorunda kalıyor.

Tüm bu planların yanında bir de Bab-ı Ali’yi tekrar canlandırmaya gayret ediyorsunuz. Bu bir öykünme mi?
Bab-ı Ali, yeniden yaşamalı… Gazeteler buradan neden ayrıldı ki? O dönemde burada çok trafik var diye gazeteleri buradan taşımak zorunda kaldılar. Şimdi böyle bir sorun var mı? Yok… Ben Edebiyat Fakültesi’nde okuyordum. Cağaloğlu’na kitap almaya gidiyorduk. Karşınızda bir bakıyorsunuz, bir şair, bir yazar, bir gazeteci… Sohbet etme imkânı buluyordunuz. Bu öğrenciyken inanılmaz bir şeydi. Anadolu’dan gelen bir genç, yurtdışından gelen turistler ya da araştırmacılar böyle bir yeri yeniden görseler, Türkiye ve İstanbul için bir fırsat olmaz mı? Olur. Nostaljik bir şey. Hem eskiyi canlandırırsınız hem de büyük adımlar atarsınız. Burası bir matbaa merkezi, iletişim merkezi… Türkiye’nin fikir dünyasının Türkiye’ye yansıdığı İstanbul’u ve Türkiye’yi aydınlattığı hatta dünyaya da etki ettiği bir yer hâline gelebilir Bab-ı Ali. İnanıyorum ki, Cağaloğlu’nda tarihi binalar dışındaki binaların yerine yeni ve güzel binalar kurulduktan sonra haber merkezleri buraya da getirilebilir. Gençlik de bu fikir dünyasından beslenebilir. İstanbul’un da çok özel bir köşesi olmuş olur. Bunun önünde hiçbir engel olmadığını düşünüyorum.
Birazda basında yaşananlara gelirsek… Toplumun ilgisini çekmeyen pek çok yazı köşelerde yer alıyor. Gazeteler üzerinden atışmalar söz konusu. Bunun için ne yapılmalı?
Bizim en büyük eksiğimiz eğitim. Basındaki en önemli eksiklik de bu. Basında belli bir seviyenin olması gerektiğine inanıyorum tabii. Bu da eğitimle ve insanlar arasındaki uzlaşma fikriyle olacak. Tartışma her zaman olsun, insanların bundan yararlanabileceğini düşünüyorum. Ama tüm bu söylediklerim zamanla gerçekleşecek. Bunu da “Torpilli gazetecilik” yapma devrini kapatarak hayata geçirebilmek mümkün. Sonuçta medyamızı ve gazetelerimizi de aydınlık geleceğe yönelik olarak dizayn etmek gerektiğini ve basınımızın bu işi yüklenmesi gerektiğini düşünüyorum.
-----------------------------------------------------------
“İletişim Bakanlığı kurulmalı”
“Türkiye’de iletişim alanında faaliyet gösteren Başbakanlık Basın-Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü, RTÜK ve Basın İlan Kurumu’nun görev alanlarının, medyadaki yeni yapılanmaya ve teknolojik gelişmelere göre yeniden tanımlanması gerekiyor. Bu tanımlama yapılmadığından dolayı, özellikle yerel TV’ler, internet gibi yayın mecraları denetim dışında kalıyor. Ayrıca medya sektörünün gelişmesi ve uluslararası standartlara kavuşturulması için gerekli çalışmalar da yapılamıyor. Basın İlan Kurumu olarak biz de kuruluş yasasında yapılacak değişikliklerle medya sektöründe yeni roller üstlenmeyi arzuluyoruz. Ayrıca iletişim alanındaki bu üç kurumu çatısı altında toplayacak ‘İletişim Bakanlığı’ kurulmasını öneriyoruz. Bu düzenlemelerle birlikte, tüm iletişim sektörünün, yazılı ve görsel medya ile internet yayıncılığı ve diğer kitlesel yayıncılık dünyasının tek bir çerçeve yasayla düzenlenmesinin isabetli olacağı görüşündeyiz.”
|
|
25 Eylül 2010 - 00:11:42
|

Dolar |
|
|
1.469
|
1.479
|
|
Euro |
|
|
1.977 |
1.992 |
|
Sterlin |
|
|
2.312 |
2.352 |
|
Altın |
|
|
61.45 |
61.95 |
|
IMKB |
|
|
63862 |
|
|