DOLAR 1.521 - EURO 1.936 - ALTIN 61.67 - IMKB 61030
Cuma 10 EYLÜL 2010
Yıldırım: Nereye bakarsanız hizmet var Fazıl Say'dan Müslüm Baba'ya "yavşak" davası HSYK, savcıları tekrar görevden almak istemiş Erdoğan: 2011'den sonra tümden sivil anayasa Bursaspor - Eskişehirspor CANLI Başbakan'ın komşusu villasını gösterdi Keşan'da trafik kazası: 1'i ağır 2 yaralı Bahçeli: Eski diyenlere inat var olacağız Esenyurt'ta miting gerginliği "12 Dev Adam, 70 milyon dev adam'a dönüştü" habertaraf.com
 
 
 
Uluslararası Kriz Grubu: Türkiye'yi artık anlayın!
 
 
 
 
Ahmet Zeki YEŞİL
Mutluyum mutlusun mutlu
 
 
 
Okur Temsilcisi
Hırsızlığın yeni adı: Bir internet sitesi
 
 
 
 
Yılmaz Güney'ın ölüm yıl dönümü
 
 
 
 
 
Star
Ahmet KEKEÇ
Kafası karışıklar için Osman Can reçetesi
 
 
Bugün
Ahmet TAŞGETİREN
Tayyip diktatör olacak öyle mi?
 
 
Radikal
Akif BEKİ
Bağnaz seçmenin azizliği
 
 
Bugün
Ali Atıf BİR
Devlet Sınav Kurumu mu? Asla...
 
 
Star
Aziz ÜSTEL
Silin Sezen Aksu’yu demokrat İzmir olsun faşist İzmir
 
 
Zaman
Bülent KORUCU
Bir oyun ne önemi var!
 
 
Radikal
Cengiz ÇANDAR
Evet, ne olursa olsun Türkiye ileri gidecek
 
 
Hürriyet
Ertuğrul ÖZKÖK
13 Eylül; 1 numaralı bildiri
 
 
Star
Eser KARAKAŞ
GENAR’ın referandum araştırması
 
 
Bugün
Gülay GÖKTÜRK
"Namusu kurtarmak"
 
 
Vatan
Güngör MENGİ
Bu ne parası?
 
 
Milliyet
Hasan CEMAL
12 Dev Adam Dünya Kupası’nı bir kulpundan yakaladı, artık onu kimseye kaptırmaz!
 
 
Zaman
Hüseyin GÜLERCE
Gülen ve evet...
 
 
Hürriyet
Oktay EKŞİ
Değişmediğinden emindik de...
 
 
Vatan
Ruşen ÇAKIR
AKP'ye rağmen evet'e karşı 'AKP yüzünden hayır'
 
 
Milliyet
Taha AKYOL
Bayramda bilim
 
 
 
 
NilgüN ŞAHSİ
 
Alper GÜRKAN
 
Reha RUHAVİOĞLU
 
Ergin BOROBEY
 
Ertuğrul ÖZKÖK
 
 
 
Almanya’da entelektüel kültür ırkçılığı
 
 
 
Almanya’daki Türklerin gündemine son günlerde ağırlıklı bir biçimde oturan Alman Merkez Bankası yöneticisi ve Berlin eski senatörlerinden sosyal demokrat parti (SPD) üyesi Thilo Sarrazin’in ırkçı söylemleri, bu ülkedeki “entelektüel kültür ırkçılığının” hangi boyutlarda olduğunun yeni bir göstergesidir.
 
Sarrazin’in geçtiğimiz günlerde piyasaya sunulan “Almanya Kendisini Yokediyor” (Deutschland schafft sich ab!) başlıklı kitabı çok yüksek satış sayılarına ulaşmış ve karaborsaya düşmüş durumdadır. Şansölye Angela Merkel’in de sert bir şekilde eleştirdiği, Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin ve Almanya Merkez Bankası’nın ihraç işlemlerini başlattığı Sarrazin’in ırkçı söylemlerinin bir televizyon kanalındaki canlı söyleşi sırasında yapılan ankete katılanların yüzde altmışının tasvibiyle karşılanması, böyle bir anketin temsil niteliği yeterli olmamakla birlikte Almanya kamuoyunun konuya ilişkin duruşu hakkında bir izlenim vermektedir. Emnid Kamuoyu Araştırma Enstitüsü’nün konuya ilişkin anketinin sonuçları, “aslında herkesin düşünüp de açıklayamadığı düşüncelerin ortaya çıkması” olarak değerlendirilmektedir. Alman medyasına yansıyan ve temsil niteliği olan bu anketin sonuçlarına göre Sarrazin’in kuracağı bir siyasal parti yaklaşık yüzde on sekizlik bir oy oranına erişecektir.[1]

Sarrazin’in yaklaşık bir yıldan bu yana çeşitli vesilelerle yinelediği görüşlerinin temelinde yatan düşünce kısaca, başta Almanya’daki en kalabalık yabancı topluluğunu oluşturan Türkler olmak üzere Araplar ve diğer Müslümanların Alman kültürünü etkileyip bozdukları, Alman yaşam tarzına uyum gösterememeleri nedeniyle toplumun içinde sorun yaratan bir grup haline geldikleri ve Alman sosyal devletinin kırılgan konumdakilere tanıdığı sosyal hakları istismar ederek Alman ekonomisine zarar verdikleri şeklindedir. Bu görüşler, Almanya’da geniş kamuoyunca da kısmen kabul gören, ancak genellikle açıkça telaffuz edilmeyen, buna karşılık aşırı sağcı ve ırkçı çevrelerin bilinen ve açıklanan söylemlerini oluşturmaktadır. Esas itibariyle ırkçı ideolojiyle taban tabana zıt bir siyasal programa sahip bulunan sosyal demokrat partinin (SPD) kendi bünyesinden çıkan, üstelik de üst düzey yöneticilik de yapmış ve yapmakta olan bir siyasi kişiliğin ırkçı söylemleri savunarak ortaya çıkmasının bu partinin en azından yönetim kademesinde yarattığı rahatsızlık açıkça görülmektedir. Bununla birlikte, medyaya yansıyan haberlerde sosyal demokrat partinin seçmenlerinin önemli bir bölümünün Sarrazin’in görüşlerini desteklediği anlaşılmakta, bu da durumun vahametini daha da açıklamaktadır. Thilo Sarrazin’in Alman kamuoyuna sunduğu son tezi ise Türklere karşı söylemlere karşı gerektiğinde çok büyük tepki göstermeyecek olan sağ çevrelerin bile dehşete düşmesine yol açmıştır. Eski sosyal demokrat yeni ırkçı Merkez Bankası yöneticisi, “Yahudilerin kendilerine özgü bir gene” sahip olduklarını, aynı şekilde “Baskların da ayrı bir genleri” olduğunu ileri sürünce gizliden gizliye kendisine hak verenlerin büyük olasılıkla açık desteğini yitirmiştir. Günümüzde demokrasiden ve insan haklarından yana büyük “arızaları” olmayan, sadece ekonomik gücüyle değil, sosyal devlet anlayışı ile de Avrupa Birliği’nin lokomotifi konumundaki Almanya’nın geçmişinden gelen ve bir türlü tam olarak belleklerden silinemeyen ırkçılıkla özdeşleştirilmesi, bu ülke açısından tabiatıyla son derece talihsiz bir durumdur. Ancak, zaman zaman fiziki şiddete de varan ırkçılığın özellikle bir anlamda “gizlenebilen” kültürel versiyonu ile yapılması gereken mücadelenin siyasi ve idari düzlemlerde tam olarak yapılmamış olması bu sıkıntının devam edeceğine işaret etmektedir.

Alman toplumundaki bu itibar zedeleyici, ülkenin bütünüyle dış dünyada olduğundan farklı görünmesine yol açtığı düşünülen entelektüel ırkçılığın aslında demokrasisi ve bilgi toplumu olma özelliği bu denli gelişmiş bir ülkede nasıl barınabildiği konusunda ciddi bilimsel araştırmalara ihtiyaç vardır. Ancak özellikle bu konuda bilimsel araştırma güdüsünün genellikle duygulara yenik düştüğü, hatta bazı bilimsel gerçeklerin hiçbir zaman siyasi çıkarlarla baş edemediği gerçeğiyle karşı karşıya kalınmaktadır. Bilimsel araştırmalardan kaynaklanmayan politikalar da popülist olmaya mahkum olmakta, alttan alta ve Almanya’ya ilk yabancı işçilerin geldiği ellili yıllardan itibaren gelişmeye başlayan entelektüel nitelikli ırkçılıkla mücadele edilmesi mümkün olmamaktadır. Bugüne kadar entelektüel kültür ırkçılığının kolaylıkla fiziki ırkçılığa dönüşebildiği ve ister istemez şiddeti de beraberinde getirdiği gerçeği popülist politikalarla üstü örtülen bir tehlike olmaya devam ede gelmiştir.

Son yıllarda bitmek tükenmek bilmeyen ve genellikle tam olarak ne olduğu bile tanımlanamayan bir “entegrasyon” tartışmasının kolektif belleklerde mevcut gizli bir yabancı düşmanlığını da tahrik ettiği gözlerden kaçmamıştır.[2] Kaba ırkçılığın entelektüel ambalaja sarılarak meşruiyet kazanmasına katkıda bulunan Alman “aydınlarına” en büyük destek ise bu ülkede yaşayan bazı “Türkiye kökenlilerden” gelmiştir.[3] Türkleri göze diken olarak gören kesimlerin nabzına göre şerbet veren ve Türkiye’ye ve İslam dinine aidiyeti temel kusur olarak sunan bu kişiler, Almanya’daki Türklere rol örneği olarak gösterilmek istenmiş, böyle bir yaklaşım tabiatıyla Türk toplumu arasında ilgi bulmamıştır. Fakat bu sözde aydınların yazıp çizdikleri, televizyon programlarında söyledikleri bugün Sarrazin’i alkışlayanların geniş tasvibiyle karşılanmış, bu arada yüksek satış oranlarına ulaşan kitaplarının bol sıfırlı getirisi yeni kitapların da yazılmasını tetiklemiştir. Söz konusu “yazarlardan” en ünlüsü olan Necla Kelek, Thilo Sarrazin’in kitabının kamuoyuna sunulduğu toplantıda açılış konuşmasını yapan kişidir.

Alman toplumunda hangi nedenlerle entelektüel kültür ırkçılığının geniş kabul görmekte olduğuna ilişkin elimizde işe yarar ve gözleme dayalı veri bulunmamakla birlikte sadece Almanya’ya ve bu yazının spesifik çerçevesinde çözümlenmesi mümkün olmayan bir olgudan söz edilmesi yararlı olacaktır. Toplumda “aydın” olarak kabul gören kişi veya grupların toplumun tümünü ilgilendiren ve kamu düzeni için tehdit niteliğinde olabilecek gelişmeler karşısındaki tutumu önem kazanmaktadır. Bu kişi veya grupların ekonomik bakımdan gelişmiş refah düzeyi yüksek toplumlarda siyaset kurumu ile kendi çıkarlarını özdeşleştirdikleri ve düzenle barışık hale geldikleri görülmektedir.[4] Aydın dinamizminin yitirildiği toplumlarda da “ülkenin genel çıkarları adına” gericileşen, yaşamsal olabilecek bazı olay ve olguları sübjektif değer yargıları ile süregelen siyasi hataların devamı pahasına gerçekdışı düzlemlere taşıyan ve böylece “özgün” olma çabası taşıyan sözde “aydınlara” rastlanmaktadır. Bu sözde “aydınlar” aslında içine düştükleri konumları itibariyle kendi zavallılıklarının yanında topluma ve ülkelerinin dış itibarına büyük zarar vermektedirler. Dış itibarın da ötesinde konunun bir diğer boyutuna bakıldığında, çok yakın ilişkilerimizin olduğu Almanya Federal Cumhuriyeti’nde Almanya’da yaşayan Türk yurttaşlarının varlığının ve kültürlerinin bu denli tartışılır olmasının Türkiye’de yarattığı rahatsızlık da unutulmamalıdır. Sadece bu nedenle bile iki ülke hükümetlerinin ortak projeler üzerinde çalışıp toplumlar arasında derinleşmekte olan güvensizlik ortamına karşı önlemler almaları gereği giderek daha çok önem kazanmaktadır. Bu takdirde demokratik ortamdan yararlanarak tarihe gömülmüş olması gereken çağdışı bir ideolojinin toplumda zemin bulması o kadar kolay olmayacaktır.

Sonuç olarak “Sarrazin vakası”, 1945 sonrasında geçirdiği evreler ve toplumunun demokratlaşması doğrultusunda gerçekleştirdiği büyük dönüşümle kamu düzenini barış ve uyum hedefine yönlendirmiş olan Almanya için en hafif deyimiyle üzücü olmuştur. Her ne kadar marjinal bir kişiliğin tavrı ile tüm toplumu yargılamak mümkün olmamakla birlikte Almanya’da halen varlığını sürdürmekte olan ve muhtemelen yaygınlık kazanmış da olduğu düşünülen entelektüel kültür ırkçılığına karşı siyasi ve idari önlemlerin alınması bugün her zamankinden daha fazla gerekli olmaktadır. Bu politikaların da sağlıklı olabilmesi bilimsel araştırmalardan yararlanılmasına bağlıdır. Aksi halde Sarrazinler çoğalacak ve onlarla mücadele etmek zorlaşacaktır.

[1] Bil dam Sonntag, 5.9.2010 (Emnid Enstitüsü Anket Sonuçları)
[2] “Entegrasyon” veya “uyum” konuları kısır bir tartışmanın konusu olmakta, bu tartışmada Türklerin “uyum sağlayamadığı”, dolayısıyla “entegre” olamayacakları noktasından hareket edilmektedir. Sonuçsuz kalan bu tartışmada bireylerin hangi kökenden gelirlerse gelsinler toplumda eşit fırsatlarla o toplumun içinde dışlanmadan yaşayabilecekleri gerçeği genellikle göz ardı edilmekte ve mütemadiyen kültürel farklılıklar vurgulanmaktadır. Bu konu başka bir yazımızda geniş olarak ele alınacaktır.
[3] Bu “destekçilerin” en önde geleni Necla Kelek’dir. Bknz.:: Necla Kelek (2005), Die fremde Braut. Ein Bericht aus dem Inneren des Türkischen Lebens in Deutschland. Kiepenheuer&Witsch. Köln
[4] Mehmet Şekeroğlu (1998) Alman Demokratlarına Mektuplar. Pencere Yayınları. İstanbul

Dr. O. Can ÜNVER
TÜRKSAM Enstitü Başkanı

9 Eylül 2010 - 00:00:00

 
Havadurumu
 

 
 Dolar
 
1.511
1.521
 
 Euro
1.921 1.936
 
 Sterlin
2.320 2.365
 
 Altın
61.07 61.67
 
 IMKB
61030  
 
 
Başbakan sırlarını W.S.Journal'a açıkladı...
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD'nin önde gelen ve muhafazakar çizgisiyle bilinen gazetelerinden Wall Street Journal'a özel bir röportaj verdi.
 
 
 
 
  Boydak Holding'in Show TV ve Akşam gazetesine talip olduğu ileri sürülüyor. Peki neden Boydak Grubu? İşte cevabı...  
 
 
 
  Bir buluşamamanın hikâyesi: Bono yazısını okuyup etkilenince tanışmak istediği Radikal yazarı Joost Lagendijk'ı Olimpiyat Stadı'ndaki konser alanında fellik fellik arattı. Bu mümkün olmayınca da bir mektup yolladı.    
 
 
 
 
CHP'li Avcılar Belediyesi'nce hazırlanan ve "Başörtülü kadınları rahibeye benzeten" afiş hakkında ne düşünüyorsunuz?
 
Genel Başkan AVCI Kemal, belediyesinin ismi AVCILAR olunca başörtülüleri vurmadıklarına şükretmek lazım!
 
CHP zihniyetini tam olarak ortaya koyan bir afiş
 
Bu afiş Kılıçdaroğlu'na bir komplo. Zaten kendisi de özür diledi.
 
Herşeye rağmen başörtüsü sorunu CHP'siz çözülmez.
 
 
 
 
 
 
 



Mostbet AZ

 
 
       
Kategoriler   HaBerTaraf HaBertaraf Yayın Hizmetleri
Sahibi ve Genel Müdürü Rıfat YÖRÜK
Genel Yayın Yönetmeni Mevlüt https://www.krufarhiv.com/ (Kurucu)

habertaraf.com'da yayınlanan tüm materyalin her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.


  mostbet
 
 
Gündem Sağlık-Çevre Hakkımızda
Yazarlar Eğitim Künye
Güncel Bilim-Teknik Betwinner
Siyaset Kültür-Sanat Yayın İlkeleri
Dünya Mizah Yorum Kriterleri
Yurt Yaşam
Ekonomi-İş Medya  
Spor Magazin