İngiliz The Independent gazetesinin deneyimli Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, bölgedeki ‘namus cinayetlerini’ yazdı. “Töre cinayetleri insanlığa inancınızı sarsabilir” diyen Fisk’in, aylar süren çalışması gazetenin manşeti oldu. Independent gazetesi, her yıl binlerce kadının hayatına mal olan töre cinayetleri pratiğini manşetine ‘Dünyayı utandıran suç dalgası’ başlığıyla vererek bir zamanlar, çoğunlukla Ortadoğu’ya özgü olan bu fenomene şimdilerde dünyanın her yanında rastlanabildiğini aktardı.
Gazeteye göre, 10 aylık bir araştırmanın sonucu olan ve dün başlayan yazı dizisi, ‘insanlığa olan inancınızı sarsabilecek’ nitelikte. Robert Fisk, yazı dizisine, tecavüzcüsüyle evlenmeye zorlanan ve şimdilerde oğlunu kaybetme ve ailesi tarafından öldürülme korkusu içinde yaşayan Hanan adlı bir kadının hikâyesi ile başlıyor. Filistinli Sünni bir Müslüman olan Hanan, ailesinin ‘onurunu’ korumak ve en küçük kardeşi tarafından öldürülmekten kurtulmak için tecavüzcüsüyle evlenmiş. Ailesinin ‘onurunu’ korumak ve hayatta kalmak için şimdi de tecavüzcüsünden boşanıyor.
MÜSLÜMANLARA ÖZGÜ DEĞİL
Töre cinayetlerinin ne yalnızca Filistinlilere, ne de yalnızca Müslümanlara özgü olduğunu ve dini bir gelenek de olmadığını belirten Fisk, bu pratiğe Hıristiyanlar ve Hindularda da rastlandığını söylüyor. Fisk ayrıca, Birleşmiş Milletler’in bir yıl içinde, töre cinayetine kurban giden kadınların sayısını 5 bin olarak verdiğini ancak Ortadoğu ve Güneybatı Asya’daki birçok kadın grubunun, bu rakamın en az dört kat fazla, yani 20 bin civarlarında olduğunu tahmin ettiklerini de aktarıyor.
Fisk; Irak, Ürdün, Pakistan ve Türkiye’de medyanın kısmen ‘özgür’ olduğunu ve ‘namus cinayetlerine’ karşı yayınlar yapabildiklerini ancak yine de konuyla yeteri kadar ilgilenmediğini yazdı. Arap ülkelerinde durumun daha da vahim olmasına artık kimsenin şaşırmadığını söyleyen Fisk, “Asıl şaşırtıcı olan namus cinayetleri İngiltere, Almanya, Fransa gibi Avrupa ülkelerine ve Kanada ile Rusya’ya da sıçradı” diyor. Buralarda işlenen cinayetlerin çoğunun, Orta Doğu ülkelerinden bu ülkelere kaçmış genç kadınların öldürülmesi sonucunda ortaya çıktığını anlatan yazar, Avrupalıların da zaman zaman bu tür cinayetlere karıştığını aktarıyor:
“13’ündeki Ayşe İbrahim Duhulow Somali’de 2008 yılında, binlerce insanın gözünün önünde yere düştü. Düşerken, ‘Gitmeyeceğim... Öldürmeyin beni’ diye bağırıyordu. Boynundan iple bağlanıp sürüklenerek ailesinden elli erkek tarafından taşlandı. 10 dakika taşlandıktan sonra hâlâ can çekişiyordu. Peki Ayşe’nin neden bütün bunlara maruz kaldığını biliyor musunuz? O üç erkek tarafından tecavüze uğramıştı!” diyen Fisk, bir başka namus cinayeti örneğini de şöyle anlatıyor:
“2003 Aralık ayında 23 yaşındaki bir kadın babası tarafından vuruldu. Sebep de şuydu: Mutsuz bir evlilik geçiriyordu ve bir sevgilisi vardı. Genç kadın eşinin şiddetine daha fazla dayanamayınca sevgilisiyle kaçtı. Babası da onu bulup öldürdü.”
Fisk, Türkiye’de yaşanan namus cinayetlerinden de söz ediyor. İstanbul’da 1998’de yaşanan olayda, ismi verilmeyen 12 yaşındaki bir kız çocuğunun, üç ağabeyi tarafından ‘bekâret testine’ zorlandığını ardından da bir köprüden atılarak öldürüldüğünü yazan Fisk, Türkiye’de hâlen namus cinayetini işleyen kişilere verilen cezada indirim uygulandığını söylüyor. 1998’de yaşanan bu olayda üç kişi müebbetle yargılanırken, ‘tahrik’ indirimi alarak 12 yıl hapis cezası almıştı.
BATI DA TEHLİKEDE
Polisin, hukukçuların ve medyanın olaylara ‘artık’ tepkisiz kaldığını yazan Fisk, bu ¬¬utancın tüm dünyayı ilgilendirdiğini söylüyor. Yazısının sonunda bir de ‘namus cinayetlerine kurban gidenler listesi’ veren Fisk, bu işin Batı’ya sıçramasının ne tür tehlikeler yaratacağını yazı dizisinin ilerleyen bölümlerinde ele alacak.
(bbc, The Independent)
|