Fatih Vural'ın haberi
Özdemir, "Referandumda oy kullansaydım, 'yetmez ama evet' derdim." açıklamasını yaptı. Referandum sürecini Zaman'a değerlendiren ünlü politikacı, değişikliğe konu olan 26 madde içinde en fazla, geçici 15. maddenin kaldırılmasını önemsiyor. Buna gerekçe olarak da, 12 Eylül 1980 askerî darbesini hatırlatmasını gösteriyor. Geçici 15 maddesinin sembolik anlamının çok fazla olduğuna dikkat çeken Cem Özdemir, "Demokratikleşmenin devamı için zihinsel kilitlerin açılması gerekiyor. Bunun yanında, askerî mahkemelerin savaş hâli dışında sivilleri yargılayamayacak olmaları da önemli. Bunun askerlik hizmeti karşıtı vicdanî retçilerin çektikleri eziyeti biraz olsun azaltacağını umuyorum." şeklinde konuşuyor.
Cem Özdemir, 12 Eylül darbesiyle hesaplaşmak için yalnızca bu referandumun yetmeyeceği inancında. Türk parlamenter bu gerekçeyle, "Toplum 12 Eylül 1980'den sonra yapılan 600 bin işkenceyle hesaplaşacak mı? Diyarbakır Cezaevi'nde olanları toplum bilmek istiyor mu? Türkçe bilmediği için görüş günü çocuğuyla konuşamayan anneyi İstanbul yahut Muğla anlayacak mı, empati yapacak mı çok geç olmadan? 12 Eylül'e bulaşan çok oldu. Özür dileyenler olacak mı? Gerçekleri araştırma komisyonları kurulacak mı? Darbeyi Silahlı Kuvvetler yaptı, onlar bugün nasıl görüyorlar? Sıkıyönetim komutanlıklarında görev yapmış o zamanların genç subayları yaşanan süreci şimdi nasıl görüyor?" diyor.
Türkiye'nin bir darbe mağduru olduğu kadar 'savaş mağduru' olduğunu da söyleyen Cem Özdemir, Güneydoğu'daki çatışmaların da 12 Eylül'le birlikte değerlendirilmesi kanaatinde: "Sadece 15. madde ile olmaz. 1990'lı yılların 17 bin faili meçhul cinayeti konuşmak lazım. Emekli Koramiral Atilla Kıyat, 'Faili meçhuller devlet politikasıydı' dediğine göre bu cinayetleri sadece konuşmak değil sorumluları da bulmak gerekiyor."
Referandum tartışmalarını Türk medyasından izleyen Yeşiller Eşbaşkanı Cem Özdemir, temel hak ve özgürlüklerle ilgili değişikliklerden çok, yargı reformunun tartışıldığının altını çiziyor. Vurguladığı bir başka nokta ise paketin yetersizlikleri konusunda içerikli bir tartışmanın yapılmaması. Özdemir, bunun yerine güvensizliklere dayanan ve 'kapışmaya' yönelen tavırların hakim olduğunu söylüyor. "Mesele sanki AKP güvenoylaması halini aldı." eleştirisinde bulunuyor. Toplumdaki korkuların giderilmesi için iktidar olanların baskı organlarını ele geçirmek yerine tasfiye etmesi gerektiğini anlatıyor. Özdemir AK Parti'ye YÖK'ü kaldırmasını, CHP'ye ise Kürt kimliğini inkar eden tutumlarından vazgeçmesini öneriyor.
Türkiye'de aktif bir Millet Meclisi bulunduğunu ama ortak hareket edilemediğinden olayların siyasi boyutuyla tartışma konusu olduğunu anlatan Cem Özdemir, "Dışarıdan bakan birisi için Türkiye'de sorunlara TBMM'de çözüm bulunamaması anlaşılır bir şey değil. 'Ben yapacağım' yerine artık 'gelin birlikte ne yapacağımızı konuşalım' demek zamanı geldi." yorumunu yapıyor.
Zaman
|