DOLAR 1.584 - EURO 1.920 - ALTIN 62.55 - IMKB 55234
Pazar 13 HAZİRAN 2010
47 günlük gelin Pınar Akdağ'a askerî tören Bugün 'üç aylar'ın ilk günü  Eroğlu'ndan İsrail'i şaşırtan cevap Obama ve Saylan da KCK iddianamesinde 170 santimetre kuyruklu buzağı şaşırtıyor Şırnak'ta çatışma: 1 asker yaralandı Baykal'a ''Ergenekon'' operasyon yaptı Filistinli ''Mavi Bebek'' İstanbul'da Şehit astsubay toprağa verildi Rusya ''barış gücü''ne sıcak bakmıyor habertaraf.com
 
 
 
Arap kamuoyu ve İsrail’le kriz
 
 
 
 
Mustafa YOLCU
8. Türkçe Olimpiyatları
 
 
 
Okur Temsilcisi
Fethullah Gülen haberlerine tepkiler
 
 
 
 
Dünya onu konuşuyor: Bülent Yıldırım
 
 
 
 
 
Hürriyet
Ahmet HAKAN
Yıldırım: MOSSAD ajanı gazeteciler var demedim
 
 
Star
Ahmet KEKEÇ
Bizi şaşırt, utanalım!
 
 
Milliyet
Can DÜNDAR
Doğu’nun başladığı yer
 
 
Sabah
Emre AKÖZ
"İsrail haklı be abi!"
 
 
Milliyet
Fikret BİLA
İran’ın atom bombasından Türkiye mi sorumlu?
 
 
Yeni Şafak
Hakan ALBAYRAK
"Olan olmuştur, olacak olan da olmuştur o gece"
 
 
Star
İbrahim KİRAS
İsrail’le ilişkimiz neyin panzehiriydi
 
 
Sabah
Mahmut ÖVÜR
Baydemir bile CHP'li olsa 'aynı tas aynı hamam'
 
 
Yeni Şafak
Mehmet ŞEKER
Dikkat! Sezai Bey konuşuyor...
 
 
Radikal
Murat YETKİN
Erdoğan, Obama'yı zayıf yakaladı
 
 
Star
Mustafa ERDOĞAN
Anayasa Mahkemesi iyi başlamadı
 
 
Vatan
Ruhat MENGİ
Ergenekoncu, İsrailci, Arapçı
 
 
Hürriyet
Yılmaz ÖZDİL
Halimiz h’arap
 
 
 
 
Samet DOĞAN
 
Eymen HALİT
 
Ercan AKSOY
 
Adem Yavuz IRGATOĞLU
 
İlhan AKKURT
 
 
 
Perihan Mağden: İsrail'in uşağı olan yazarlar var
 
 
 
"Dünya İsrail'in hainlerinin ne denli şirazesinden çıktığını gördü. Bizler de içimizdeki hainlerin çıkan seslerini duymamız gerekiyor. Medya artık susmalı. Şahsiyetsiz kalemlerle şuradan şuraya gidemeyiz." diyen Perihan Mağden:
 
SEDAT ÖZKÖMEÇ
KÜBRA&BÜŞRA İLE İKİDE BİR

Perihan Mağden, hani şu köşe yazılarına bir başlayıp bir bırakan, köşelerindeki eleştirileri nedeniyle "deli, manyak" diye anılan yazar. Boğaziçi Üniversitesi'nde psikoloji bölümünü bitirip çoluk çocuğa karıştıktan yıllar sonra 37 yaşında köşe yazarlığı yapmaya başladı. Ergenekon davasından sonra yaptığı psikolojik analizler ve Ertuğrul Özkök ile Ayşe Arman hakkında yazdıklarıyla şimşekleri üzerine çekti. Şimdi köşe yazarlığını bıraktı ve hiçbir gazeteye yazmıyor. "Akıllı olup dünyanın kahrını çekeceğine, deli ol dünya senin kahrını çeksin" derler. Belki de en akıllıca olanını o yapıyordur. Kim bilir...

Siz ne zaman Perihan Mağden oldunuz? Cesur, lafını esirgemeyen, gerektiğinde sataşabilen...

Hep böyleydim. Yani sonradan beni kimse teşhir etmedi. İlkokulda, ortaokulda da böyleydim. Kitabımda yer alan şiirleri onyedi yaşımda yazdım. O yaşlarda Cemal Süreyya'nın Papülüs'ünde, felsefe dergilerinde şiirlerim yayınlanıyordu.

Torpilli miydiniz?

Entellektüel ve bohem bir çevrede büyüdüm. Annemin en yakın arkadaşları Cemal Süreyya ve İlhan Berk'ti. Benim için normal bir şeydi şiir yazmak. O yüzden yazar olmayı şahane bir şey olarak görmüyordum.

Yazmayı düşünmediniz mi?

"Yazar olacağım" diye bir gün bile düşünmedim. Şiirlerim yayınlandı ama devamlılık beklemiyordum. Zaten benim devamlılık ile ilgili bir sorunum var. İlk kitabımı da otuz yaşımda yazdım. Zaten köşe yazarlığına başladığımda otuzyedi yaşındaydım.

Pat diye mi?

Yok. Delirmiş bir şekilde kızımı büyütürken, ortaokul arkadaşım Ayşe Düzkan'ın bana Pazartesi Dergisi'ne 'yaz' demesiyle başladı. Orada yazdığım yazılar ses getirince köşe yazarlığına transfer oldum. Bu beklenti veya bilgiyle olmadı. Zaten hiçbir zaman o bilgiye ulaşamadım. Gazetelerin binasına hiç girmedim. Yazılarımı dışarıdan fakslayıp yolladım.

Kolay memnun olmayan, gergin, öfkeli ve rahatsız bir duruşunuz var. Peki nelerden memnun oluyorsunuz?

Ben başkalarından daha memnuniyetsiz değilim. Hatta onlardan daha az memnuniyetsizim. Ama onlar bunu ifadelendirmiyorlar. Çünkü Türkiye evlatlarını ifadelendirmeme üzerine eğitiyor. Ben memnuniyetsizliğimin yüzde beşini yazıyorum. Onların yüzonsekizbin memnuniyetsizliği var ama ifade etmiyorlar.

Sizde "Öfke baldan tatlıdır" durumu var mı?

Evet ama yazdıktan sonra rahat etmiyorum. O yüzden köşeleri bırakıp gidiyorum. Dört defa bıraktım. Böyle olmasının en önemli nedenlerinden biri de farklı bir ortamda büyümem.

Nasıl?

Annem ve babam ayırıldı. Bohem ve komünist bir çevrede büyüdüm. Her zaman ayrı kutu gibiydim. Böyle yaşamaya da alışkınım. Kendimi ifadelendirmek zaten durumun dışındaysanız problem olmuyor. Bilmiyorsunuz bile neyin sakıncalı olduğunu. İngiliz ve Amerikan okullarında okudum.

Dışlandınız mı hiç?

Annem ayrıldığı için dışlandık zaten. Tek çocuğum. En son şöyle bir şey yaşadım. Macaristan seyahatine gittiğimde oradaki herkes bir şey yiyince başkasına ikram ediyor. Ben etmem. Paylaşmayı bilmiyorum çünkü...

Şımarık mı büyüdünüz?

Annem beni çok şımarttı, bu doğru. İstediğim gibi saygı da gördüm. Öfke baldan tatlıdır meselesi de şu; yazılarıma reaksiyon gelince her seferinde şoke oluyordum çünkü ben şöyle zannediyorum; televizyonun karşısında sadece arkadaş çevreme konuşuyorum, kamuya açık birşey yaptığımı anlamadım.

Yaptığınız açıklamalar internette yayınlanınca, bir köşe yazarı bunu yazı konusu yapınca ne hissediyorsunuz?

Bozuluyorum ve üzülüyorum. Onun içinde bu kadar çok bırakıyorum. Çünkü ben kapalı devre konuştuğumu zannediyorum.

Kendinize dışarıdan bakınca "Bu ne biçim kadın?" mı diyorsunuz, yoksa hak mı veriyorsunuz?

Feci şekilde rahatsız oluyorum. O sitelerde yayınlanmış halimi hiç beğenmiyorum. O manşetlerin benim söylediğim sözün karşılığı olduğuna inanmıyorum. Söylediklerim kişisel değil, siyasi. Hep bunun altını çizmek istedim. Çünkü Ayşe Arman değilim. Ne söylüyorsam politik bir nedeni var.

Polemik kraliçesi gibi duruyorsunuz ama...


Değilim. Zaten onun peşinde olsaydım sabaha kadar kanal kanal dolaşırdım. Bunlar rahatsız edici şeyler. Bu nedenle köşe yazmayı bıraktım. Çünkü o köşeden gelen kötü dikkat beni rahatsız etti.

Bu dikkat kaleminizi etkiledi mi?

Beni etkilemiyor ama beni vicdani redden yargıladıklarında bunun beni durdurmalarına izin veremem. Çünkü bu siyasi bir mücadele. Vicdani reddi savunuyorum diye benim için 'deniz anası, eroin tüccarı' diye yazdılar. Mahkememi bastılar ama bu beni durduramaz. Memleketimin hayrına birşey söylediğime inanırsam bunu söylerim. Ama beni ilgi çekmeye çalışır gibi gösterdiklerinde çok inciniyorum. Hayatımda kötü bakış istemiyorum.

Sokaktan tepki geliyor mu peki?

Hayır çünkü beni tanımıyorlar. Benim tipim kimse tarafından tanınmıyor. Sadece isim olarak biliyorlar. Orhan Pamuk veya Nuray Mert hep aynı tipte çıkıyorlar. Benim şeklim sürekli değişiyor.

Siz psikolojik analizler yapıyorsunuz. Sosyopat diyorsunuz. Ayşe Arman'ı ve Ertuğrul Özkök'ü ağır eleştirdiniz. Zekasına saygı duymadığınız, tiksindiğiniz insanları konuşmakla onları önemsemiş olmuyor musunuz?

Geçinsem başlarının tacı olurum. Ama siyasi olarak onlardan tiksiniyorum. Bunları yazılarımda çok belirttim. Televizyona çıkınca da boynumun borcu olduğu için tekrar ettim. Her zaman içimden geçeni söylediğim için köşem güçlüydü. Onlara gündüz hakaret edip gece buluşup bir şeyler içmiyorum. Çünkü Doğan Grubu içinde böyle bir maç var.

Bu durum sizi yalnızlaştırdı mı?

Yooo. Defilelere ve dış gezilere çağrılmıyorum. Ama zaten onlara çağrılmakta istemiyorum. Kelebek ödül gecesine davet edilmemek benim için önemli değil ki...

Size deli, manyak, psikopat dediklerinde ne hissediyorsunuz?

Bunları söyleme nedenleri tamamen beni sinirlendirmek için. Psikoloji okuduğum ve teşhis ettiğim için Haluk Şahin bana 'deli' diyor.

Kendi arızalarınızla ilgili nasıl teşhisler koyuyorsunuz peki?

Ben de paronaya var, başka şeyler var. Takdir etsinler ki ben Türkiye'nin en yüksek puanlı üniversitesinde bunları öğrendim. Onlara bu tespitleri yaparken hakkıyla yapıyorum.

İçinizde bir Amerika varmış. "Saldırgan, kaba, küstah, kendi haklılığına inandı mı acayip inanan, pire için yorgan yakan, basireti bağlanan, içi daralan, bi kodum mu oturturum ulan diyen..." İçinizdeki Amerika'yı ne durdurur?

Pişman olup tövbekar oluyorum. Suçladığım insanlarda şöyle birşey vardır; hiç bir zaman bu özelliklerini görmezler. Sürekli kendisine yalan söyler ama görmez. Kendimde ne kusur varsa her zaman analizini yapıyorum. İnsanlarda ne eleştiriyorsam, kendimde yüzbin defa eleştiriyorum. İçimdeki Amerika derken yüzleşiyorum.

Neden Amerika?

Onbir yaşımdan beri İngilizce okuyorum. Anglosakson kültürüyle yoğruldum. O yüzden Amerika'yı birçok insandan çok daha doğru okuyorum. Bunları okuyup yapmıyor değilim. Aynen yapıyorum. Tövbe ediyorum ve geri çekiliyorum ama onlarda geri çekilme yok. Doksan yaşına kadar piyasadalar. Hiçbir farkındalık yok. Yansıtma, yansıma, mekanizmalarla işliyor Türkiye'deki medya.

Söylediklerinizin hakeret olarak algılanmasını normal karşılıyor musunuz peki?


Onlar için normaldir. Ama kendi analizini yapsa zaten bu sonuca varırdı. Kendi farkında olsa bu kadar sosyopatlıkla ileri gitmeyecek. Coşkularını ve güçlerini kontrolsüzlükten alıyorlar.

Söylediğiniz şeyler onları nasıl bir ruh haline sokuyor?

Alınganlık, kırgınlık, öfke, intikam. Ama aldırış edemem. Onlar benim tavuğuma "kış" demediler ama bu ideolojik bir savaş.

Ne zamandan beri savaşıyorsunuz?

Özellikle Ergenekon sonrası ben onlara ciddi bir kin besliyorum. Mahkemede yargılandım ve düşmanlarımı gördüm. Düşmanlarım ortada, bunlar da düşmanlarımın avukatı. Onlardan tiksiniyorum. Buna hakkım var ve tiksinirken onların analizini yapmaya da hakkım var.

"Gerçekte incinmekten korktuğu için inciten kadın" mısınız?

Onlar beni sözleriyle incitmiyor. Ayşe Arman'ın ya da Ertuğrul Özkök'ün söylediklerinden incinmiyorum. Türkiye'ye yaptıklarıyla beni sinirlendiriyorlar.

İncittiğiniz kadar incinir misiniz?

İncinmeyen bir insan değilim. Bir yazım, medya sitesine manşet olunca inciniyorum. Çünkü yerim orası değil. O yazıları medya sitesine flaşlanmak için yazmadım. On yıl önce de türbanı savunuyordum. Ama Ergenekon benim için bir sınırdır. Ergenekonla ilgili manşetleri ne kadar çirkin ve yanlışsa benimle ilgili sözleri de öyle. "Tübanlı doktor kanser hastasını ölüme mahkum etti." demekten bir farkı yok bunun.

Peki sizi ağır yazıları yazmanızdan vazgeçiren nedir?

Sofrada birlikte oturduğun insanlara küfür ediyorsun. Bunu yapmak bana hoş gelmedi. Bana çirkin ve tutarsız gelmeye başladı. Çünkü çok ağır yazılar yazdım. Nereye kadar? O zaman şovmene dönüşüyorsun. Bu işi yapıyorsanız onların işine geliyorsunuz demektir. Büyük bir maaşı ve pozisyonu redettim.

Kimlere hakaret ettiniz?

Haluk Şahin'e, Ertuğrul Özkök'e Radikal ve medya grubundan herkese hakaret ettim, küfrettim ve gittim. Bu da saygıdeğer bir duruş. Çünkü Türkiye'de kimse hiçbir yerden gitmiyor. Köşeler çok kıymetli. Ben gittim bari bunu takdir etsinler.

Köşeyi bırakmak zor geldi mi peki?

37 yaşımda köşe yazarlığına başlıyorsam 49 yaşında da çeker gidersin ne var bunda? O benim varoluş sebebim değil ki... Köşe yazarlığına ithaf edilen önemi de iğrenç buluyorum. Ben bütün köşe yazarlarından daha iyi köşe yazıyorum. Çünkü benim bir üslubum var.

Gerektiğinden fazlalar mı?

Çok fazla. Yurt dışındaki gazeteler o kadar güzel ki... Çok haber var, köşe yazarı diye birşey yok. Bir de çok cahiller. Elli yıldır aynı şeyi yazıyorlar. Ben size bir Oktay Ekşi, Emin Çöleşan yazısı yazayım. Bu bir marifet değil, merakımızı doyuran hiçbir şey yok. Ali ile Ramazan kitabını üçüncü sayfa haberinden yola çıkarak yazdım. Ertuğrul Özkök sitcom gazetecilik zehirlerini saçmadan önce demek böyle üçüncü sayfa gazeteciliği vardı. Ama şimdi yok.

Ne olacak bu medyanın hali?


Bu medya düzeni ve düzeneği ile ölmeye mahkum. İnşallah bunların hepsi yok olacak. 1990 yılındaki krizde bütün kötü bankacılar sirkelenmişti. Medyadan kötüler silkelenmiyor. Bu çok sinir bozucu bir medya. Satış rakamları da iyi değil. Türkiye'nin en çok satan gazetesinin resmi rakamı beşyüzbin. Doksanlarda bir milyon satıyordu. Nüfusumuz çarpıldı. Bu bir başarı değil ki, başarısızlık. Bu durum herkesin sinirini bozuyor. Ben bindiğim taksi şoförüyle aynı siyasi görüşü paylaşıyorum.

OKURLARIM ONLARI ISIRACAĞIMI SANIYOR

Uzaktan seyretmek ile içinde olmak arasında ne fark var?


Sinirlerim tel tel olmuyor. Ruhum ve beynim çok rahat. Recep Tayyip Erdoğan köşe yazarlarına kızıyor ya, ben ondan yüz misli daha fazla kızıyorum ve ona hak veriyorum. Yakıcı bir öfkedense soğuk bir öfke çok daha rahat.

Dilinizin size ihanet ettiği oldu mu?

Hayatımda 'dilin kemiği yok' hadisesini yaşıyorum.

"Dilim kopaydı da söylemez olaydım" dediğiniz bir şey var mı?

Var ( gülüyor), çok oldu öyle. Şahsi hayatımda ileriye gidebiliyorum. Ama bankalar ve vergi dairelerine gittiğimde çok ezik bir insanım. Yakın arkadaşlarımla konuşurken dilimi tutamıyorum. Ama Türk Hava Yolları'nda hostes, garson azarlayan biri değilim.

Okurlarınızla aranız nasıl?

Aram yok! (gülüşmeler) Okurlarımdan biri bana; "Sizi daha öncede gördük ama çok korkuyoruz. Havaalanında gördük diye geldik" diyorlar. Benim onları ısırıcağımı filan zannediyorlar.

Korkutmak kulağa nasıl geliyor?

Tuhaf geliyor. Çünkü özel hayatımda kibar bir insanım.

Siz kimseyi beğenmez misiniz?

Bunun sebebi baba figürüyle büyümemek. Yani süper ego eksikliği. Türk okulunda kafam ezilmediği için ben de saygı eksikliği var (gülüyor). Sevgi duyarım ama daha fazlasını kimse için duymam. Bu da iyi bir şey değil.

Kibirli misiniz?

Kibir her insanın felsefi ve psikolojik olarak mücadele etmesi gereken bir şey. Ben kibirli değilim. Çünkü insanlarla ilişki içinde değilim. Çok çok az insanla görüşen biriyim.

Ama yazılarınızda kibirlisiniz...

Olabilir, bilmiyorum. O mücadele etmem gereken bir şey. Ama kibirli değilim ben satirikim.

Yani...

Soğuk bir mizahım olabiliyor. O da bir mesafe oluşturuyor. Bu da Türkler'in alışık olmadığı birşey. İroniğim. Aşırı mizah ile bakmak anlamına geliyor. Soğukluk ve mesafeli bakıyorum.

Neyi beğeniyorsunuz peki?

Canım Ailem dizisinden Sezen Aksu şarkılarına Ajda Pekkan'dan Abdullah Gül'e kadar beğendim pek çok şey var. Bunları çok fazla yazdım.

Kendinizi kurcaladığınızda bozduğunuz oluyor mu?

Evet. Analizle ilişkilerimi bozuyorum. Çünkü çok analiz yapıyorum. Arkadaşlarımı perişan ettiğim oluyor.

Huzurlu musunuz?

Evimde sukuneti ve huzuru ararım.

Zekanız sizi zehirlemiyor mu?

Ben dahi olduğumu düşünmüyorum. Geçenlerde bunu kızım için düşündüm. Dahi çocuklar yetiştiren anne ve babalar var. Ben asla böyle birşey yapmam. Kızım dahi olmasın ama mutlu olsun.

Kızınız kaç yaşında?

Onaltı.

Yazıyor mu?

Hayır, hiç yazsın istemiyorum.

Benziyor mu size?

Hem benziyor, hem de çok zıt. Herkes annesiyle öyle değil midir? Bana hiç benzemiyor. Adı Melek. Herkes ona "Melek gibi" diyor. Çünkü çok kibar. O hiçbir şeyi beğenmiyor. Benden daha fazla eleştiriyor. Ben televizyon izlerken eleştiriyorum. Kızım da 'Bana niye eleştiriyorsun çok kötü kalplisin' diyor. Türkiye'yi eleştirdiğimde ise 'Beğenmiyorsan çek git' diyor. O çok beğeniyor çünkü. (gülüşmeler)

Kızınız hakkınızda yazılanları okuyor mu?

Evet. Ekşi sözlüğe girip beni okuyor. Çok kızıyorum çünkü ben okumuyorum. Kötü şöhretli biriyim. Onunla yüzleşmesini hiç istemiyorum.

MEDYA ARTIK SUSMALI

Medyanın İsrail'in saldırısı ile ilgili yaklaşımını nasıl buldunuz?

Türk Medyalaması'nın safralarını atma zamanı geldi de geçiyor. Her konuya Kemalist kişilik bozukluğu gözlüklerinin ardından bakmalarına alıştık artık. Okur kitlelerini kandırmalarına bağışıklık geliştirmiş durumdayız.

Yabancı basın?

Bu denli bir hainliği Amerikan - İngiliz Medyalaması'nın karşılayışı İsrail denilen Frankenştayn'ı yaratanların hakiki yüzünü teşhir etmiş oldu.

Bizde Frankenştaynlar var mı?

Bizdeki Frankenştaynlar'ı yaratanların da onlar olduğunu düşünüyorum. 'Ulusalcıyım' diyerek ortalıkta dolaşanların nasıl da zavallı ve efendilerine bağlı olduklarını görüyorum. Onlar, Neo-con'lardan hiç bir konuda ayrılamayan süprüntü uşaklar bence!

Peki bahsettiğiniz yazarlar neden uşaklık yapıyor?

Neticede bu yazarlar halkların oyuyla gelenleri, haklı olanı içine sindiremediler. Kendi pis tezgahlarını içişlerimize de dışişlerimize de dayamaya çalışıyorlar. Türk medyası böyle yazarlarla kaynıyor.

Bu durum medyadaki hangi eksikliği gün yüzüne çıkardı?

Dünya İsrail'in hainlerinin ne denli şirazesinden çıktığını gördü. Bizler de içimizdeki hainlerin, çıkan seslerini duymamız gerekiyor. Medya artık susmalı. Yoksa bu paslı ve ruh hastası koroyla iş yürümez. Şahsiyetsiz kalemlerle şurdan şuraya gidemeyiz. Bu ancak hakiki demokrasi liginde olur.

YENİŞAFAK

6 Haziran 2010 - 09:27:57
 
Paylaş    
 
Yayınlanan materyallerin her hakkı HaBertaraf Yayın Hizmetlerine aittir. Sitede yer alan her türlü bilginin kaynak gösterilerek alıntılanıp kullanılmasında bir sakınca yoktur. Kaynak gösterilmeden yapılan alıntılamalar "fikir hırsızlığı suçu" kapsamına girer.
 
 
 
Yorumlar
 


Bu kategorideki diğer haberler

15:10Moskova'da ''Avrasya'da Bugün'' gazetesi
13:34TFF'nin internet sitesinde büyük hata
12:42Akyürek'ten Alkan'a "ama" cevabı
12:19Kardeşimiz Faruk Yücel'i anıyoruz
11:43Akşam'da toplu istifalar mı geliyor?
11:40Dündar'ın telefonu canlı yayında peş peşe çaldı!
10:23''Google şark kurnazlığı yapıyor''
09:37CNN'in kurucularından Wussler öldü
17:09Time Dergisi ödülleri sahiplerini buldu
15:34İnternet habercileri Gül ile geziye gidiyor
15:25Mehmet Ali Birand CNN Türk'ten ayrılıyor mu?
14:40İsrail sorununa ''Reality Show'da'' çözüm
12:00TRT Şeş, bir ilki gerçekleştirecek
11:16Türkiye dünyadaki yerini düşünüyor
02:16“Çağdışı bir ülke yerine İsrail’i tercih ederim”
18:36Nazlı Ilıcak "ÇYDD"den beraat etti
10:17Basın şeffaf yönetimin teminatıdır
09:26Gazeteci Şakir Nazlım hayatını kaybetti
15:59Bir Ümmü Gülsüm bir de Tayyip Erdoğan
15:43İnternet şikayetlerinde ilk sıra "müstehcenlik"in
13:35Sultan 1. Erdoğan, Türk lokumu gibi
13:02Medyada yabancı sermayenin payı artıyor
12:59Yayınlarda, gizli görüntü -kayıtlara- yasak geliyor
07:49Geminin sosyalist ve dindarlarına güzelleme
07:26Aydın Doğan’ın gizli Ankara ziyaretleri
22:54İnternet medyasına düzenleme geliyor
15:24Livni'ye gün doğdu!
12:53Danimarkalı karikatürist: Pişman değilim
12:48''Google'' iddiasına dava
12:21Youtube'a büyük para cezası
Daha fazla haber göster
03:01ABD'de İsrail eleştirisine tahammül yok
19:31Serdar Turgut için hapis cezası istendi
18:01Olay'a muammen bedel altında teklif
17:58MEKYK: Kanal kapatma kararını mahkeme versin
15:53Hürriyet yalan söylemeye devam ediyor
15:06Türkiye'ye internet kınaması
15:03''Mossad, Hakan Fidan'dan kaygılı''
13:34Lıberatıon: Erdoğan batıyı endişelendiriyor
12:56İsrail'e göre sorumlu o
03:18"Çok şükür artık bayrağımızı yakıyorlar"
09:27Perihan Mağden: İsrail'in uşağı olan yazarlar var
19:07Guardian: Ölen 9 Türk'e 30 el ateş edilmiş
17:17TGC'den "google" açıklaması
17:16Yunan basını: Ölen Türkler bizimdir!
12:03AGC yönetiminden 9 kişi istifa etti
11:18TİB'e ''google'' çağrısı
10:01Habertürk'e gidecek gazetecilere uyarı
19:29Medya Etik Konseyi'nden İsrail'e kınama
17:27İsrail'in saldırısı Amerikan basınında
17:15Hürriyet'te yeni dönem
15:46Gazete tasarım günleri (+1T) 5 yaşında
15:42Baransu'nun 10 yıl hapsi istendi
13:18Erdoğan internet medyasını ağırlayacak
12:05Piskopos cinayeti İtalya'da manşetlerde
11:59Nedim Şener, beraat etti
10:18İsrail'e ''maço'' benzetmesi
17:24Danimarka'dan Roj Tv'ye ilk darbe
16:46TRT Genel Müdürü, savcılığa gidiyor
14:42RTÜK: İsrail medya terörü uyguladı
13:21İsrail basını: Baş sorumlu hükümet
12:16Erdoğan Abdülnasır ile karşılaştırıldı
09:37HaBertaraf'tan okurlarına teşekkür
08:44Habertürk, gönüllüleri "çete" yaptı
06:33Şalom'un web sitesine saldırı
21:05Gerginlik Türkiye'nin popülaritesini artırdı
14:52''ABD'nin Ortadoğu'daki yeni rakibi Türkiye''
13:31İsrail basını: Erdoğan korkutmayı başardı
16:50Erdoğan'ın konuşmasını 43 TV canlı yayınladı
15:30Cellad, Arap alemini yerden yere vurdu
15:20The Guardian: ABD'nin dokunulmazlığı bitiyor
14:47Alman basını: Büyük hasara yol açtı
14:35İsrail basınından ağır eleştiri: Kabinede 7 aptal
13:01''Müslümanları uyandırma saldırısı''
12:59Fransız basını: İsrail tecrit edildi
11:51Şalom gazetesi: Üzüntüyü paylaşıyoruz
11:07''Ne Hamas zayıfladı, ne Şalit'e yaradı''
11:02Dünya Gazeteleri İsrail vahşetini manşete taşıdı
10:55''Osmanlı güçleri Gazze kıyılarında durduruldu!''
08:13Türkiye gazeteleri saldırıyı böyle gördü
19:29"Gemilere açık sularda el konuldu" itirafı
19:12Turk Hackerlar 1 dakika bile beklemedi…
18:34Çinli tv yorumcusu: Türkiye büyük iyilik yaptı
17:30Hollanda basını: Silahsız sivillere ateş açıldı
16:08Bu kez karartmayı İsrail basını yapıyor
15:19TGS Başkanı Ergenekon davasını izledi
10:13Dünya basını yorumsuz kaldı
18:01Şehide saygı için konser iptal edildi
17:59TGS İstanbul Şubesi olağan kongresi
15:24Hollanda'nın ulusal ajansı ANP satıldı
15:22Büyükliman Gazeteciler Cemiyeti'ne Alp getirildi
Daha az haber göster
 
 
 
 
 
 
Adem Yavuz IRGATOĞLU
Türkiye yalnızlaşıyor mu?
 
 
Ahmet ÖZCAN
Bir tartışma bağlamında dış politika dışkılamaları
 
 
Ercan AKSOY
İran olmak yürek ister, ya Türkiye olmak... (1)
 
 
Fevzi İZMİRLİ
Yeni bir dünya
 
 
İlhan AKKURT
Ego ve hırs
 
 
Samet DOĞAN
İsrail'in 'fahişe kadın' stratejisi
 
 
 
 
SBS soru ve cevapları -TIKLAYIN-
 
Dubai suikastı: MOSSAD ajanı yakalandı
 
Not defterindeki son satırlar ağlattı
 
KCK iddianamesi mahkemeye sunuldu
 
Obama, baskını günler önce öğrenmiş
 
 
 
 
Receb-i şerifin bir gün başında, bir gün ortasında ve bir gün de sonunda oruç tutana, Receb’in hepsini tutmuş gibi sevab verilir.

Hadis-i Şerif
 
 
 
Havadurumu
 

 
 Dolar
 
1.574
1.584
 
 Euro
1.905 1.920
 
 Sterlin
2.278 2.330
 
 Altın
62.11 62.55
 
 IMKB
55234  
 
 
'Ahir Zaman İlmihalleri' bunlar......
 
Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu “İlmihal” yazdı, “şimdi sıra bayanlarda” diyor!
 
 
 
 
  Uğur Dündar'ın telefonu canlı yayında peş peşe çaldı. Dündar'a canlı yayında bağlanan telefonların sırrı neydi? İşte cevabı...  
 
 
 
  Akşam gazetesinde maaş sorunu nedeniyle üç çalışan gazeteden ayrıldı... Toplu istifalar gündemde...    
 
 
 
 
Yardım gemilerinin İsrail'in terör saldırısına uğramasıyla başlayan süreçte Türkiye'nin tavrını nasıl buldunuz?
 
Saldırı olmadan önce önlem alınmalıydı.
 
Yerinde ve etkin bir müdahale oldu.
 
Müdahale yerinde ama Türkiye-İsrail ilişkileri daha sıkı gözden geçirilmeli.
 
 
 
 
 
 
 
 



 
 
     
Kategoriler   HaBerTaraf
HaBertaraf Yayın Hizmetleri
Sahibi ve Genel Müdürü Rıfat YÖRÜK
Genel Yayın Yönetmeni Mevlüt (Kurucu)
 
 
 
Gündem Sağlık-Çevre Hakkımızda
HaBertaraf Anadolu Ajansı ve Cihan Haber Ajansı abonesidir.
 
Yazarlar Eğitim Künye
Güncel Bilim-Teknik
Siyaset Kültür-Sanat Yayın İlkeleri
habertaraf.com'da yayınlanan tüm materyalin her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

Dünya Mizah Yorum Kriterleri
Yurt Yaşam
Ekonomi-İş Medya  
Spor Magazin